20. Bölüm: Serzeniş

238 16 7
                                    


Raya'nın ağzından ( bir gün önce)

Bazı kapılar öyle sert kapanırdı ki yüzünüze, o kapıyı bir daha açıp içeriye girmek istemezdiniz. Ama ben o kapının yüzüme kapandığını bilmeme rağmen gurursuzca o kapıyı çalıp içeriye tekrar girmek istemiştim.

Kapı açılmamıştı ve bir daha da açılmayacaktı. Çünkü babam asla beni o kapıdan içeriye almayacaktı. Onu kaybetmemin üzerinden sekiz yıl geçmesine rağmen hâla aynı sahneleri hatırlıyordum. Dün olmuş gibi.

Ve şimdi Yosun'u çok iyi anlıyordum ve onu anladığım için canım yanıyordu. O annesini gözleri önünde kaybetmişti, sevdiği adam gözleri önünde vurulmuş ölümle burun buruna gelmişti. Ona destek olmalıydım, yanında olmalıydım ama bazı şeyler ağır geldiğinden beceremiyordum.

Oturduğum banka sırtımı yaslarken Kaya derin bir nefes bıraktı. Çoğu zaman canımı sıkıyor olsa da beni en iyi anlayan oydu. Yosun ve Nazlı'ya henüz bundan bahsetmemiştim. Aramızda olan durumlardan.

Kaya yanıma gelip otururken ona dönüp bakmadım. Onu Çağrı'nın Yosun'un hayatına girmesiyle tanımış olsam da aramızda olanlar birbirimizi anlamamıza neden oluyordu. Onunla ikinci kez karşılaşmamız bir barda gerçekleşmişti. Orada yaşananlar orada kalacak desekte birbirimizi gördükçe bütün olanlar yalan oluyordu.

O gün çok fazla içtiğimden ayık bir kafada değildim. Tüm sorunlar üst üste binmiş ve beni boğacak raddeye gelmişti. Her ne kadar çoğu şeyi hatırlamıyor olsamda onunla olanlar dün yaşanmış gibi zihnimin en derinlerinde idi.

"Sorun ne?" Diye sordu ben konuşmadığımda. Ne cevap vereceğimi bilemesemde başımı iki yana sallamakla yetindim. Bugün babamın ölüm yıldönümüydü ve bunu başka sorunlarla unutmak istemiyordum.

"Raya?" Bakışları yüzümün her zerresinde gezindi. Gözlerimin dolduğunu hissederken bunu gizlemek çok zor oluyordu. Konuşmak için araladığım dudaklarıma kaydı bakışları.

"Bugün babamın ölüm yıldönümü, ondan canım sıkkın" dedim gerçeği söyleyerek. 'Anladım' der gibi başını salladı.

"Nasıl hissediyorsun?" Sorusu üzerine derin düşüncelere daldım. Nasıl hissetmem gerektiğini bilmiyordum tek bildiğim şey fazlasıyla yorgun olduğumdu.

"Yorgunum sanırım" Diye kaçamak bir cevap verdim. Gözleri üzerimde olsa da ben ona bakacak cesarette değildim. O gece yaşananlar zihnime misafirlik ettiğinde bakışlarım onu buldu. Aynı şeyleri düşündüğümüzü belli eden bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Bu utanmama neden oluyor olsa da o gün içimden geleni yapmıştım ve her hangi bir pişmanlık bile hissetmemiştim.

Tutsak                                                              (Tamamlandı)Where stories live. Discover now