13. Bölüm: Ben Kazandım

365 70 70
                                    

Selam çiçeklerim, nasılsınız? İyisinizdir inşallah.

Size çok güzel bir haber vereceğim, ben çok mutluyum şu an!

Nee! İdam en etkileyici sıralamada 1. Sırada. Ya sizi yerim...

Tutsak 2K olmak üzere, hepinize çok ama çok teşekkür ederim. Beni yalnız bırakmayan herkese. Bu yolda umarım birlikte ilerleyip, sonumuzu kendimiz belirleyeceğiz.

      İyi ki varsınız çiçeklerim.

_________________

Yara alan bir beden, kaç kez daha açacaktı aynı yarayı bedeninde? Gecenin fısıltı dolu sesleri gündüzü kendine çağırıyor, karanlık ışığı selamlıyordu kendine. İçimdeki canavar, kor ateşin kıvılcımıyla hareketlendi. Yeniden doğmuştu canavar, ben güçlü durdukça yok olurken, acı çektiğimde büyüyordu. Şimdi sesizdi o da. Bu kez sadece ortaya çıkmış, göz yaşlarına boğulmuştu. Çünkü dışımdan acımı yansıtmıyordum. Gözlerim yaşlarla değil, hüzünle doluydu sadece. Ellerim saçlarımda değil, dizlerimin hemen üzerinde duruyordu hareketsizce.

Kendimi güçsüz göstermemeliydim, insanlar güçsüz yanını bulduğunda, hep oradan vurmaya çalışırdı zamanı geldiğinde. Ağladığımda bile gülen insandım ben, acımı gizleyip normal görünmek kolayında kolayıydı benim için. Güçlüydüm, güçlü olmak için sebeplerim vardı. Annemi gözlerimin önünde kan kaybından kaybetmiştim. En büyük yıkımım bu olmuştu, ama yıkımımın hemen ardından babam terk etmişti beni. Bu ise mahvetmişti beni. Henüz daha on altı yaşında idim ben. Abimin kirli hayatı mahvetmişti ailemi. Babamın gizli saklı işleri yok etmişti bizi. Biz hep ailenin içinde yaşayanlardan zarar görmüştük. Bize yabancılardan çok, sevdiklerimiz zarar vermişti. Annemin son sözü 'benim güçlü kızım, anneni asla haksız çıkarma. Hep güçlü ol, ne yaşarsan yaşa, hep dik dur' buydu bana.

O zamandan sonra nasıl olurda güçsüz ve yenilgiye uğramış gibi durabilirdim ki. Annem 'ağlama' dediğinde bile anında dururdu göz yaşlarım. Güldüğümde yüzünde güneş açan kadını, göz yaşlarımla  üzemezdim, buna hakkım yoktu benim. Ne yaşarsam yaşayayım dedim kendi içimde, ne olursa olsun asla kendimi bırakmayacağım, ben annemin güçlü kızıyım diye tekrarlamıştım içimde. Annem gözlerini son kez yumarken söz vermiştim ona. Aileme sahip çıkacağım diye. O gün dank etmişti aklıma. Bir ailem olmadığı! Baba dediğim insan üç ay ortada olmazken, kendimi toparladığım bir anda karşıma çıkıp tekrar gitmesiyle beni mahvediyordu. Her defasında beni terk edip gidiyordu geçmişin sorumlusu benim diyerek.

Karşımda ise geçmişin sorumlusu duruyordu, o bir katildi. O benim katilimdi, çocukluğumu yangına çevirendi o. Onu affedemezdim, bu onca yaşadıklarıma, ve bana ihanet olurdu. Gri gözleri gözlerimde değilken bile gözlerimde hissediyordum. Onun bakışları yakıcı kehribar gözlerin odağında alev alırken, onun gözleri sadece beni görüyordu. Etrafındaki insanlar yok gibiydi onun için. Adımlarını yavaşça benim olduğum yere doğru sıralarken, Ares'in kaşlarını çattığında hissedebilmiştim. Yanıma gelip benim gibi dizleri üzerine çöktüğünde, sadece onun gözlerine odakladım duyguları.

Şu an kimse önemli değildi, o var iken etrafımda kimse yokmuş gibiydi. Parmakları usulca çenemi kavrarken, incitmekten korkar gibi temas ediyordu parmakları tenime. Annemi hatırlatıyordu dokunuşları. Önce içime işliyor, sonra sıcacık ediyordu soğuk bedenimi.

Tutsak                                                              (Tamamlandı)Where stories live. Discover now