23. Bölüm: Kalbe Tutsak

236 11 0
                                    


Ölü bir ruh.

Beden yaşıyordu ama ruhu yıpranmış kendini ölümle cezalandırmıştı.

Yaşadığımız her şey bizi bu hale getirmez miydi zaten?

Yıkıldığımız anların üzerine birde ruhumuz bizi terk edip gitmez miydi?

İçimdeki canavar öyle büyüyordu ki, bedenimi ikiye ayıracak kendisini ortaya atacak gibi hissediyordum. Bu öyle bir acının hisleriydi. Hazal Hanım kendisini ölümle yüceltmiş, sesini ve yaşadığını belirten tüm duygularını insanlardan gizlemişti.

Ama bugün o duygularını bana göstermiş ve üstüne beni 'güçlü olmam' konusunda uyarıyordu. Gözümden ne kadar aksa da yaşlar, canımın acısını geçirmiyordu. Katlanıyor, katlanıyor ve dayanılamayacak bir boyuta ulaşıyordu.

Sırtım artık bükülmüştü kaldırdığım yükler nedeni ile. Ve şimdi o kadın bana o yükleri atmam gerektiğini yoksa asla kazanamayacağımı söylüyordu.

Haklıydı, ben o yükleri taşıdığım müddetçe asla kazanamazdım. Onların ağırlığı bedenimi yorar ve kaybetmeme neden olurdu.

Kehribar rengi gözleri yüzümden bir an olsun ayrılmadı. O gözlerin verdiği acıları bilseydi, tekrar böyle bakar mıydı gözlerimin içine?

Ne cevap vereceğimi bilmiyordum, sanki sesim ince bir melodi ile sallanıyor dudaklarım arasından çıkacak kelimeleri engelliyordu. Acı çektiğimizde ilk hangi duygumuzu yitirirdik?

Kafamı iki yana salladım. Cümlesinin altında yatan anlamı biliyordum. Peki ben o yükleri atacak olsam, tekrar yük edinmiş olmayacak mıydım?

Çağrı'ya gerçekleri anlatsam asla durmayacaktı, biliyordum. Babamı bulacak ve belkide onu öldürecekti. Bunun olmasına izin veremezdim.

"Ben yapamam, henüz hazır değilim gerçekleri anlatmaya"

Göz kirpikleri titredi sözlerimin hemen ardından. Titreyen ellerini yeni fark ediyor iken o parmaklar hemen ellerimi sarmaladı. Gözlerim şaşkınlıkla ellerimin üzerindeki ele bakarken onun sesiyle gözlerimi ona çevirdim.

"Sen yapmazsan bir başkası yapacak Yosun? Bunu ne sen ne de ben isterim"

Her şeyden daha çok sormak istediğim soru, dudaklarım arasından kayıp gitti.

"Benden nefret etmiyor musunuz?"

Beklemediği bir soru olmuş olacakki kaşları şaşkınlıkla havalandı. Daha sonra yüzünde belkide ilk defa yaşadığını belirten bir gülümseme peydah oldu.

Tutsak                                                              (Tamamlandı)Where stories live. Discover now