15. Bölüm: Saklı Olan Gerçekler

239 23 20
                                    


Küçük renk toplarının zeminde çıkardığı rahatsız edici ses, kulaklarımın sızlamasına neden oldu. Yavaşça yataktan kalkıp odanın kapısına yöneldiğimde pencereden görüş açıma giren gecenin ve ayın mükemmel görüntüsü, adımlarımı o tarafa atmama sebep oldu. Pencereyi açarak rüzgarın tenimi okşamasına izin verdim. Gece tam anlamıyla karanlığa kucak açarken, ayın eşsiz görüntüsü geceye karışıp muazzam bir sanat çıkarıyordu. Ayın verdiği ışık geceyi aydınlatırken, gece ayın ışığından kaçmak istercesine daha da karanlığa çekiliyordu. Dudaklarıma konan tebessüm ayın ışığında, gecenin karanlığında kayboldu.

Kapım açılırken gözlerimi pencereden çekip gelen kişiye baktım. Nazlı gözlerini elleri aracılığıyla ovuştururken kısık gözleriyle bana baktı.

"Neden uyanıksın?" Dedi bana doğru adım atarken. Omuz silkip yatağın kenarına oturdum. Daha sona yerdeki topları göstererek nedenini açıklama gereğinde bulundum. Gözleriyle işaret ettiğim yere bakarken esnedi.

"Hmm yani benim yüzümden, onları salondaki küçük çekmecede buldum. Çocukken çok oynardık. Ben de almak istedim ama ayağımın takılmasıyla elimden düştü ve her yere dağıldı, ben de topluyorum işte" söyledikleriyle yerdeki küçük toplara odaklandım. Çocukken evcilik oynamak yerine daha çok bu tür oyunlar oynar ya da kendimizce yeni oyunlar türetirdik. Onu başımla onaylayıp oturduğum yerden kalktım.

"Hatırladım, zaten unutmam mümkün değil. Mahallenin bütün erkekleri sırf biz onlardan daha iyi oynuyoruz diye bizimle asla oynamazdı"

Gülerek yere eğildi. "Oysaki onlar oynamayı bilmiyordu." Güldüm.

Nazlı ile tüm topları topladıktan sonra bahçeye çıktık. İki ağaca bağlı hamak gördüğümde gülerek oraya doğru koştum. Nazlı ne olduğunu anlamadığı için orada durmaya devam ederken, gittiğim yeri gördüğünde hemen peşimden koştu.

"Bunu biz yapmıştık, hâla aynı" Diye fısıldadım inanmazcasına.

"Buradaki her şey hâla aynı Yosun, değişen tek şey zaman" Nazlı'nın sözleriyle kendimi kötü hissederken gülmeye çalışarak kafa salladım. Buradaki herşey aynıydı, değişen tek şey yılların verdiği kayıplardı. O ev, o evin içinde yaşanan herşey hâla oradaydı.

Nazlı ile düşmeyeceğimize kanaat getirerek hamağa doğru uzandık ve tam o sırada arkamızdan duyduğumuz sesle çığlık atarak hamağın kopmasına sebep olduk.

"Ne oluyor burada?" Rüya uykulu sesiyle bize doğru gelirken hamağın hali içimi acıtmıştı, o çocukluğumuzdu, o üç kişinin küçük elleriyle yapılmıştı. Ve şimdi o hamak kopmuştu. Geçmişten kalan hiçbir şey sapa sağlam olamazdı, hep bir çürük olurdu etrafında. Sadece görüntüsü size iyi imajını verirdi, oysaki asla iyi değildi.

Tutsak                                                              (Tamamlandı)Where stories live. Discover now