Yirmi dört

2K 227 295
                                    

"Harika bir yaş olsun!"

Barın yanıp sönen renkli ışıklarının altında o gece kadehler belki de onuncu kez kalktı. Hepsi bardaklarını tokuşturup boğaz yakan sıvıyı tek dikişte içtiler.

Valery önündeki masadan limon dilimini alıp emerken dönen başına rağmen gülüyordu. Sophie kıkırdayıp ona sokuldu.

"Demek yirmi dört oldun, öyle mi?"

Başını salladı Valery. "Yaşlanıyorum."

Sophie muzip bir ifadeyle konuştu. "Tom için hala yaşlı değilsin."

Valery onun bu dediğine sırıtıp omzundan hafifçe dürttü. "Herkesin içinde böyle şeyler söyleme, insanlar ciddiyiz sanacak."

"Ciddi değil miyiz zaten? Adam flört ediyor resmen seninle."

"Belki de canı sıkılmıştır, eğlenmek istiyordur."

Sophie parmağını havaya kaldırıp iki yana salladı. Kafası hafif güzeldi. "I-ıh! Hayır, Tom insanlarla eğlencesine flört etmez. Böyle şeyler için yaşı geçti artık." Son cümlesiyle kendini tutamayıp kıkırdadı. "O yaşlı bir adam."

"Bana kendimi kötü hissettiriyorsun, Sophie. Sürekli yaşlı olduğunu söyleme." dedi Valery.

"Niye kötü hissediyorsun? Yaşlı ama karizmatik işte. Hem bizim yaşıtlarımız çok aptal." Önündeki tekila bardaklarından bir tanesini daha dikti ve cümlesine devam etti. "Aradığımız her şey bizden büyük erkeklerde var. Daha kibar, anlayışlı oluyorlar ve ne istediklerini biliyorlar."

Valery bir şey söylemedi. O da Sophie gibi düşünüyordu ama bunu dile getirmek istemiyordu.

Gecenin geri kalanında Tom hakkında konuşmayı bıraktılar. Valery'nin birkaç arkadaşı ve Sophie'nin kendi arkadaşlarıyla bir grup halinde gelmişlerdi. Hepsi birlikte dans ettiler. İlerleyen saatlerde Sophie içkiyi fazla kaçırdı ve kustu. Kusmuğu Valery'nin yeşil elbisesinin üzerine de biraz bulaştı.

Valery tuvalette elbisesini temizlerken Sophie sarhoş ve üzgün bir şekilde defalarca özür diliyordu. "Sorun değil dedim. Az bir şey bulaştı zaten, bak yıkadım geçti." Valery Sophie'yi ikna etmeye çalışırken lavabonun üzerindeki çantası titremeye başladı. Telefonu çıkarıp kimin aradığına baktı. Bu Scott'dı. Şu an onunla hiç uğraşamazdı Valery. Aramayı meşgule attı.

Sophie ile içeri geçip biraz daha dans ettiler. Valery uzun zaman sonra kendini tamamen özgür hissediyordu. Yalanlar, anlaşılmaz cümleler, gergin anlar yoktu. Sadece o vardı. O, müzik, belki biraz da içki. Yirmi dört yaşına girdiği 21 Aralık gecesi onun için güzel geçiyordu.

Sabaha karşı 3 gibi artık eve dönme vakti gelmişti. Sabah kalkıp işe gideceklerdi ve eve dönmek için geç bile kalmışlardı. Sophie ondan da beter bir haldeydi. Valery onun sabah uyanabileceğinden emin değildi. İkisi o geceyi Valery'nin evinde geçirdiler.

Sabah müthiş bir baş ağrısıyla uyandı Valery. Alarmın sesi beynini deliyordu sanki. Gözlerini ovuşturup yatakta doğruldu. Yastığının altından telefonu alıp alarmı kapatırken bir yandan da bildirimlere bakıyordu. Babasından cevapsız arama vardı. Muhtemelen doğum gününü kutlamak için aramıştı. Onu daha sonra geri araması gerektiğini not etti aklına. Birkaç arkadaşı da mesaj atıp doğum gününü kutlamıştı. Bildirimlerin arasında bir isim takıldı Valery'nin gözüne: Scott.

1 yeni mesaj
Scott: Selam Val. Seni aradım ama açmadın, meşgulsün sanırım. Doğum gününü kutlamak istemiştim, umarım 24 senin için çok güzel bir yaş olur. Son günlerde bana kızgın olduğunun farkındayım, ama beraber çalıştığımız 2 yıl boyunca yakınlaştığımızı ve senin iyiliğini herkesten önce benim isteyeceğimi biliyorsun. Sadece bunu hatırlatmak istedim, doğum günün kutlu olsun.

Paparazzi | Tom HiddlestonDonde viven las historias. Descúbrelo ahora