Gazeteci

1.8K 206 237
                                    

şarkıyı açalım

''Şöyle, bu tarafa doğru gel.'' Valery ona uzanan kollara tutundu ve kendini ileri itti. Dengesini kaybetmesiyle düşecek gibi oldu ama son anda kendini toparladı. Kıkırdarken ''Bunu uzun zamandır yapmıyordum.'' dedi.

Tom buzun üzerinde ileri doğru kaymaya başladı, aralarındaki mesafe açılmıştı. ''Düşmezsin, değil mi?'' diye sordu. Valery ileri doğru kayarken başını iki yana salladı. ''Hayır, iyiyim. Ama şunlar biraz ayağımı sıkıyor.'' Eliyle patenleri işaret etti. Tom etrafında daire çizerken ''İstersen biraz gevşetelim.'' dedi.

Valery birkaç saniye düşündü. ''Kaydıkça alışıyorum, boş ver.'' O da Tom gibi etrafında daire çizerek kaymaya başladı. Bir yandan da gözlerini etrafta gezdiriyordu, görünürde hiç kimse yoktu. ''Burayı bizim için kapattırdın mı yoksa saat çok erken olduğu için mi sadece biz varız?''

Tom kayarak ona doğru gelirken yüzünü tehditkar bir ifade bürümüştü. Kalınlaştırdığı sesiyle ''Bunu asla öğrenemeyeceksin, Valery." dedi. Valery sırıttı. ''James Bond rolü için çalışmalara erkenden
başlamışsın sanırım.'' Tom belini kavradı ve kendine doğru çekti. Beraber geriye doğru kaymaya başladılar. ''Çalışmama gerek yok, ben bu rol için doğmuşum.'' Valery onun bu sahte egoistliğine kıkırdadı.

Tom'un elleri arasından kurtulup ters yöne doğru kaymaya başladı. Aralarındaki mesafe açılınca kendini duyurabilmek için yüksek sesle sordu. ''Görüşme nasıl gitti?''

''İyiydi, yemek yiyip sohbet ettik. Onlar da role yakışacağımı düşünüyorlar, ama tabii ki diğer adayları da değerlendirecekler.'' Valery ona baktı, diğer adaylardan bahsetmesinden rahatsız olmuştu ama belli etmedi. Tom devam etti. ''Seçmelerin tarihini henüz belirlememişler. Oldukça ağırdan alıyorlar. Bu proje birkaç yıl sürecek gibi duruyor.''

Valery omuz silkti. ''Erken çekseler iyi olur, hemen izlemek istiyorum.'' Tom gülümsedi. ''Sen benimle vizyona girmeden önce izleyebilirsin.'' Valery'nin suratı düştü, o zaman geldiğinde Tom'un hayatında olmayacaktı.

''Belki galaya bile beraber katılırız.'' dedi Tom. Tek kaşını kaldırarak Tom'un yüzüne baktı. ''Tabii, sonra babam da televizyonda bizi görüp elinde tüfeğiyle galayı basar.'' Bunu söylerken gülüyordu ama Tom ciddiye almış gibiydi. Kaymayı kesip ona baktı. ''Gerçekten tüfeği var mı?''

Valery kahkaha atarken cevap verdi. ''Sadece şaka yapmıştım.'' Tom tekrar kaymaya başladı. ''Çoğu Slav'ın evinde tüfek bulundurduğunu duymuştum, bu doğru mu?'' Valery az önce Tom'un yaptığı gibi yüzüne tehditkar bir ifade kondurdu ve cevap verdi. ''Bunu evime geldiğinizde öğreneceksiniz, Bay Hiddleston.''

Tom kahkaha attı. ''Sanırım sen de Bond Kızı rolü için seçmelere girmeyi düşünüyorsun.'' Valery gülümsedi.

Biraz daha kaydıktan sonra gitme vakti gelmişti. ''Geç kalırsam Steph kuliste sakladığı tüfeğini çıkaracak. Artık gidelim.'' Tom gülerken başını salladı. ''Tamam, gidelim.''

Pistten çıkıp otoparka indiler. Arabaya binerken Valery telefonunu çıkarıp saate baktı. Sekiz olmuştu. Tom'un arabayı çalıştırmasıyla ona baktı. ''Sabahın altısında beni arayıp uyandırarak buz pateni yapmaya götürmen çok romantikti. Lütfen bir daha yapma.'' Tom sırıtırken cevap verdi. ''Tamam, zaten çok kötü kayıyordun.''

Valery kıkırdadı. ''En azından senden iyiydim.'' Tom gözünü yoldan ayırmadan konuştu. ''Seni çok erken uyandırdım, değil mi? Ama işten önce biraz vakit geçirmek istedim.''

Valery ona döndü. ''Sorun değil, çok eğlendim.'' Tom başını salladı. ''Evet, birlikte vakit geçirmek güzel.. Normal çiftler gibi.''

Valery yüzüne tatlı bir pembeliğin yayıldığını hissetti. Onlar bir çiftti.

Paparazzi | Tom HiddlestonTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon