Kader

1.5K 215 310
                                    

bölüm şarkısı: taylor swift-clean (bunu açmazsanız ölecekmişim) eğik yazılan cümleler yabancı dil, oy sınırı da 110 hadi iyi okumalar öptüm

''Herkesin içinde ancak kalbiyle birlikte söküldüğünde dinecek bir acı vardır.''

Mavi gözlerinin içinde oyuncu parıltılar. Yüzü keyifle kasılmış, öyle büyük gülümsüyor ki alnından uzanan ince uzun çizgiler gerilerek yok olmuş. İkisinin parfümü hafif bir ter kokusuyla birbirine karışmış, saten çarşaflarsa buz gibi.

Valery, heyecandan sıcacık olmuş tenine değen soğuk çarşaflarla irkiliyordu. İkisi de sürekli hareket ettiği için beli önce yay gibi havaya geriliyor, sonra tekrar yatağa düşüyordu. Teni önce havadaki boğucu sıcaklıkla temas ediyordu, sonra da çarşafların soğukluğuyla.

Tom'un dudaklarını kulağının altında hissetti, sonra minik öpücükler aşağıya doğru ince bir yol izlemeye başladı. Adamın elleri her yerdeydi, önce saçlarında hissediyordu dokunuşlarını; sonra bacaklarında.

En sonunda Tom'un dudaklarını alev aldığına yemin edebileceği yerde hissettiğinde başı geriye düştü, kendi çıkardığı sesler odanın duvarlarına çarpıp kulaklarına geri dönüyordu.

Nefeslerini düzene sokmaya çalıştı. Bir, iki, üç.. Ama adamın dudakları bulunduğu bölgeyi öyle hızlı arşınlıyordu ki, üçten sonra saymaya devam edemiyor; tıpkı dili gibi yine başa dönüyordu.

Bu tatlı işkence bittiğinde, tekrar yüzleri aynı hizaya geldi; Tom alnını onunkine dayarken anlayamadığı bir şeyler mırıldandı.

''Ne diyorsun?'' diye sordu Valery, nefes nefeseydi.

Ama Tom'un ne dediği umurunda değildi çünkü kafasındaki bütün düşünceler susmuş, dünya kararmıştı. Görebildiği tek şey üzerindeki adamın ritmik şekilde hareket eden beli ve kalçasıydı, bir ileri bir geri gidiyordu.

Valery elleriyle onun sırtına sımsıkı sarıldı, bacaklarını da beline dolamıştı. Hiçbir şey bu kadar gerçek ve bu kadar iyi hissettiremezdi. Bulutların üzerinde süzülüyordu.

Tom'un kafası boyun boşluğundaydı, homurtuyla karışık bir ses çıkarıyor; Valery ne dediğini anlayamıyordu.

''Seni seviyorum.'' diye inledi Valery.

Tom başını kaldırdı, bakışları yabancıydı. Genç kadının kaşları çatılırken bedeni de yere çakıldı. Artık bulutların üzerinde değildi, hatta yatak bile artık taş kadar sertti. Tom'un bakışları ise taştan bile daha sertti.

''Seni seviyorum.'' dedi bir kez daha, karşılık almak istercesine.

Tom ona baktı. ''Artık bir önemi yok.''

Cama vuran yağmur sesiyle gözlerini açtı. İlk başta nerede olduğunu anlayamadı, halbuki iki aydır aynı yatakta uyanıyordu. Soluğu o kadar hızlanmıştı ki nefes sesleri sağanak yağmurun sesini bile bastıracak kadar yüksekti. Göğsü hızla inip kalkarken yatakta doğruldu, bacaklarını kendine doğru çekti ve başını dizlerinin üzerine koydu.

İğrenç hissediyordu, neden hala rüyasında bunu görüyordu? Sert dokunuşlar, ıslak öpücükler, havaya karışmış parfüm kokusu nasıl bu kadar gerçek hissettirebilirdi?

Kendine bağırarak kızmak istedi, çünkü gün içinde onu düşünmeseydi rüyasında da görmezdi. Ama onu düşünmeye devam ediyor, henüz iyi hissetmeye başlamışken tekrar başladığı yere dönüyordu.

Paparazzi | Tom HiddlestonWhere stories live. Discover now