Son

1.8K 207 317
                                    

son kez:
bölüm şarkısı: lana del rey-love song
oy sınırı: artık yok :')
iyi okumalar

" In the car, in the car, in the backseat, I'm your baby
We go fast, we go so fast, we don't move
I believe in a place you take me
Make you real proud of your baby
In your car, I'm a star and I'm burning through you

Oh, be my once in a lifetime
Lying on your chest in my party dress
I'm a fuckin' mess, but I
Oh, thanks for the high life
Baby, it's the best, passed the test and yes
Now I'm here with you
And I would like to think that you would stick around
You know that I'd just die to make you proud

The taste, the touch, the way we love
It all comes down to make the sound of our love song "

Arkasından beline sarılan kolların, kulağına güzel sözler fısıldayan dudakların hasretiyle uyandı uykusundan. Koltukta iki büklüm olmuş, sırtına dayanılmaz bir ağrı girmişti. Yine de koltukta yatmak, sadece bir ay önce beraber uyudukları yatakta tek başına uyumaktan iyiydi.

Yirmi Aralık sabahı, kafasının içi kadar bulanıktı. Buz gibi hava rüzgarla birleşmiş, etrafı beyaz bir sis kaplamıştı. Valery, o sisin ardından ne çıkacağını bilemiyordu. Ama asla peşini bırakmayan ve her zaman en kötü ihtimalleri acımasızca sıralayan iç sesi, ona en kötüsünü beklemesini söylüyordu.

Yalnız ve sessiz bir tavırla, sanki dışarıdaki sis içeri dolmuşçasına gri gözüken evinin etrafında dolanıp hazırlandı. Çıkmadan önce kahvaltı yapması gerektiğini hatırladı. Fakat boğazında, onu göremediği ilk günden beri orada duran kötü bir tat vardı. Bu tat onun iştahını kaçırıyor, uykularını mahvediyordu. Boğazında bu acı tadı bırakan, onsuz geçirdiği günlerde çektiği acı mıydı?

Bugün mutlu olması gereken bir gündü ama mutluluk onun sokağının başından bile geçmiyordu. Dışarı çıktığında, o her yeri kaplamış sisin sanki ağzından içeri dolduğunu hissetti.

Ofise vardığında, masasının üzerinde küçük bir sürpriz onu bekliyordu.

''Doğum günün kutlu olsun Valery!'' Altı iş arkadaşı da masasının kenarında, ayakta onu bekliyordu. Masada ise onun için aldıkları minik pasta vardı.

Patronu da oradaydı. ''Bu yirmi dördüncü yaşının son günü, öyle değil mi?'' diye sordu.

Valery yüzünde buruk bir gülümsemeyle başını salladı. ''Evet. Bu gece yirmi beş olacağım.''

Andrew onun omzunu sıvazlarken ''Harika bir yaş olsun.'' dedi.

Cindy ona doğru yaklaşıp sarıldı. Geri çekilirken ''Ah, şuna bak.'' dedi şakacı bir ses tonuyla. Eliyle Valery'nin saçlarını gösteriyordu. ''Şimdiden beyazlamış birkaç tel görebiliyorum bile!"

Valery gülümsedi. Bu eskimiş şakaya karşılık olarak sadece yapmacık bir gülümseme verebilirdi. Yine de Cindy'i seviyordu, Leslie'yi de. Ofisteki herkesi seviyordu. Hiçbiriyle fazla samimi değildi ama işini sevince, o işin etrafındakileri de sevmesi kaçınılmaz oluyordu.

Pastayı öğle arasında yenmesi için buzdolabına kaldırdılar. Saat sabahın dokuzuydu ve bu saat, şeker bombası bir öğün için uygun değildi.

Gün içinde bir yandan işlerini hallederken bir yandan da Sophie'nin ardı arkası kesilmeyen aramalarını cevapladı. Arkadaşı, onun için sürpriz bir parti hazırlıyordu. Ona parti hazırladığını söylemesi işin sürprizini biraz bozmuştu ama Sophie buna aldırmıyordu. Her saat başı Valery'i arayıp mekanla ilgili bir şey söylüyor, kombin fikri veriyor ya da diğerlerinin ona aldığı hediyeleri söylüyordu.

Paparazzi | Tom HiddlestonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin