Paparazzi | Tom Hiddleston

Koku

bölüm şarkısı: billie eilish-happier than ever malum kısımda dışınızdan söyleyerek eşlik edebilirsiniz hahhsjqlslam
multide valery'nin bölümün 2. kısmında giydiği kombin de var
iyi okumalarr, sınır 115

Kaçtığını düşünürken kendinle karşılaştın. Bazen eve giden en kısa yol, en uzun olandır.

Durduğu yerde, karşısında akıp giden kalabalık caddeyi izlerken aklında dolanan tek şey Misha'nın bir ay önce söyledikleriydi.

Misha'nın da dediği gibi onun evi Tom'du. Valery bariz gerçekleri görmezden gelmeyecek kadar büyümüştü artık. Aylarca kaçıp uzaklaşmaya çalıştıktan sonra, en uzun yoldan tekrar evine dönmüştü. Ona dönmüştü.

Sophie'nin neşeli sesi kulaklarını doldurdu. ''Biz de öğle yemeğine çıktık. Kevin peşimden ayrılmıyor. Sen neler yapıyorsun, bu arada orada saat kaç?''

''Akşam oldu, hava kararıyor.''

''Ah, anlad- Dur bir saniye Kevin!''

Valery, Sophie'nin Kevin'a kızmasıyla kıkırdarken telefondan farklı bir ses geldi. ''Selam Valery! Nasıl gidiyor? Beni özledin mi?''

Telefonu Kevin almıştı. Valery gülümsedi. ''İkinizi de çok özledim.'' Ekim soğuğu montunun içinden girip tüylerini ürpertiyordu.

Bu sefer Sophie'nin sesi geldi, telefonu hoparlöre almış olmalılardı. ''Öykü işi ne oldu? Geri aradılar mı?''

Valery, hızlı adımlarla yürürken ''Bilmiyorum.'' diye yalan söyledi. ''Henüz geri aramadılar. Siz neredesiniz bu arada?"

"Olive Garden'dayız." dedi Sophie. "Beraber gitmiştik ya, 4. caddedeki."

''Arayacaklar, emin ol.'' dedi Kevin da, kendinden emin bir ses tonuyla. ''Ben okudum ve gerçekten çok güzel bir öyküydü.''

''Yarısını bile okumadın Kevin.'' dedi Sophie.

Kevin ''En azından ben başladım.'' diye cevap verdi ona. ''Sen bir sayfa bile okumadın.''

''Ne yapayım, kitap okumayı sevmiyorum. Eğer o kitabın filmi veya dizisi yapılırsa onu izlerim ama.''

Valery, ikisinin didişmesine gülerken cam kapıyı yavaşça itti. Telefonu omzuyla kulağı arasında sıkıştırmıştı, iki eliyle de bavullarını ittiriyordu. Masaya doğru yaklaşırken konuştu. ''Bana yemek söylemediğinize inanamıyorum.''

Hem telefon, hem de içinde bulundukları restorandan eş zamanlı bir çığlık sesi yükseldi. Sophie ayağa fırlamış Valery'e doğru koşuyordu.

İnsanlar şaşkınlıkla onlara bakarken Sophie hiç aldırmadan bağırmaya devam ediyordu. ''Seni yalancı sürtük! Sabahtan beri Ukrayna'daymış gibi rol mü yapıyordun?''

Valery kahkaha atarken Kevin'a da sarıldı. ''Sürpriz yapmak istemiştim.''

Kevin elini kalbinin üzerine koydu. ''Küçük sürprizin bana kalp krizi geçirtecekti. Seni başımızda dikilirken görünce ödüm koptu.''

Sophie ellerini Valery'nin beline dolamış, onu sımsıkı tutuyordu. ''Burada olduğuna inanamıyorum. Nerede olacağımızı nasıl bildin?''

Valery güldü. ''Instagram'da konum paylaşmışsın, Sophie.'' Sophie ve Kevin bugün Tom'un sergilenmeye başlayacak tiyatro oyununun tanıtım çekiminde çalışıyorlardı. Sophie stüdyonun konumunu Instagram hesabında paylaşmıştı. "Öğle yemeğini de stüdyoya yakın olduğu için Olive Garden'da yiyeceğinizi tahmin etmiştim."