Planlar

1.9K 187 185
                                    

şarkıyı açınn

Önünde durduğu camdan dışarı baktı Valery. Güneşin üzerine vurduğu altın rengi kumları ve masmavi sularıyla Yalta sahili parıl parıldı. Bahar havası vardı etrafta, camın baktığı sokaktan geçip giden insanlar cıvıl cıvıldı.

Bütün bunlara rağmen Valery'nin içini bir huzursuzluk kaplamıştı. Kalbi sıkışıyor gibiydi, hayali eller boğazını sıkıyordu sanki. Bu kötü hissin sebebi neden şu an Yalta'da olduğunu bilmemesi miydi? Buraya ne zaman geldiğini hatırlayamıyordu.

Camın yanına yerleştirilmiş aynada kendine baktı. Gördükleri onu şaşırtmıştı, birkaç kez gözlerini kırpıştırdı. Bu aynadaki kadın ona hiç benzemiyordu. Kafasına yapay çiçeklerle dolu kocaman bir şapka takmıştı. Üzerinde düğmeleri boğazına kadar ilikli, uzun kollu, fırfırlı omuzları olan işlemeli bir gömlek vardı. Altında ise uzun bir etek.

Kendini incelerken duyduğu nefes sesiyle odada bir başkası daha olduğunu fark etti ve irkildi. Arkasını dönüp sesin geldiği yere baktı. Tom, odanın ortasındaki masada oturuyordu. O da çok farklı görünüyordu. Başında siyah, ortası yukarı doğru uzayan fötr bir şapka vardı. Gömlek ve takım elbise giymişti, ceketi dizlerine kadar uzuyordu.

O an neler döndüğünü anladı Valery. Yalta, bu kıyafetler, sahile bakan otel odası.. O Anna olmuştu, Tom ise Dimitri. Her şey Küçük Köpekli Kadın öyküsündeki gibiydi. Ama neden buradalardı, neden böyle giyinmişlerdi, ne yapıyorlardı böyle?

Tom'a baktı sorarcasına. Ama Tom ona bakmıyordu. Gözleri masadaki dantel örtüye dalmış, kaşları çatık, alnı kırışıktı. Düşünceli görünüyordu. Valery ağzını açıp bir şeyler söylemek istedi ama yapamadı. Sanki dudakları mühürlenmiş gibiydi. Hareket de edemiyordu, olduğu yere mıhlanmıştı sanki. Gözleriyle Tom'a bir şeyler anlatmaya çalıştı.

Nihayet Tom başını ona çevirdi. O an gözlerindeki bakışı anlayamadı Valery. Kızgın mıydı? Hayal kırıklığına mı uğramıştı? Tom daha önce ona hiç böyle bakmamıştı, bu bakış ne kadar da yabancıydı Valery için.

İkisi de bir süre sustu. En sonunda Tom hiddetli bir ses tonuyla konuştu. "İhanetin kalbimi yakıyor." Masanın üzerinde duran sağ elini yumruk yapmıştı. "Kendimi bir açıklama, bir bahane istemediğime inandırmaya çalıştım. O yüzden şimdi ayaklanmak ve bu odadan çıkmak istiyorum, bir daha hiç geri dönmemek. Ama ne yazık ki, şimdi burada oturmuş; bana bir şeyler söylemeni bekliyorum. Bu vicdansızlığı, bu korkunç ihaneti açıklayabilecek; yanan yüreğime bir nebze de olsa su serpebilecek herhangi bir şey söylemeni."

Valery kaşlarını çattı. Ne olduğunu anlayamıyordu. Birden, nereden geldiğini bilmediği bir güç tarafından sırtından itildi. Yere, Tom'un tam önüne düşmüştü. Başını kaldırıp Tom'a bakarken bu hareketlerin hiçbirini isteyerek yapmıyordu. Sanki birisi vücudunu kontrol ediyordu. Ağzı açıldı ve hiç beklemediği cümleler döküldü dudaklarından.

''İnan bana, inan bana, sana yalvarıyorum... Ben basit, dürüst bir hayatı seviyorum, günah benim için iğrençtir. Ne yaptığımı bilmiyorum, insanlar basitçe 'şeytan aklımı çeldi' der ve ben de şimdi bunu kendime söylüyorum, şeytana uydum diyorum.''

Kan ter içinde uyandı Valery. Vücudunun her yeri titriyordu. Yataktan fırlayıp odanın ışığını açtı ve koridora fırladı. Koridorun da ışığını açarken korkudan nefes nefeseydi. En sonunda tuvalete girdi ve oranın da ışığını açtı. Lavaboya koşup buz gibi suyu yüzüne ve boynuna çarparken az da olsa rahatlamıştı.

Işıkları kapatıp odasına geri döndü ve yatağına oturdu. Elini kalbinin üzerine koydu, ilk uyandığı andaki kadar hızlı atmadığını fark edince derin bir nefes verdi. Ama korkusu hala geçmemişti. Oturduğu yerde bacaklarını kendine doğru çekti ve başını dizlerinin üzerine koydu. Gözlerini sımsıkı kapatırken gördüğü rüyayı düşünüyordu.

Paparazzi | Tom HiddlestonWhere stories live. Discover now