Bölüm On Yedi

138 26 146
                                    

Masmavi deniz köpürüyor dalgalar kıyıya acımazsızca vuruyor beyaz köpükler oluşuyordu , denizin üstündeki mavi gökyüzü rengini yitirmiş , martılarla dolu gökyüzü grileşmişti

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

Masmavi deniz köpürüyor dalgalar kıyıya acımazsızca vuruyor beyaz köpükler oluşuyordu , denizin üstündeki mavi gökyüzü rengini yitirmiş , martılarla dolu gökyüzü grileşmişti.

Bunlar gözüm yarı açık yarı kapalıyken gördüklerimdi. Gözlerimi kapatıp açarak ayılmaya çalışıyordum . Bir el sürekli yüzümü okşuyor , uyanmam için adımı tekrar edip duruyordu . Yüzümü çevirdim yattığım yer onun dizleriydi. Ne kadar öyle kaldık bilmiyorum ama bir aralık kendimi toparladım tüm gücümle doğruldum , gözlerini benden ayırmıyordu .

Ayağa kalktım az önce onu gördüğüm yere doğru hızla yürümeye başladım. Anıl , arkamdan geliyor durmamı istiyordu , beni kollarımdan tutup durduracaktı bu yüzden de durmadım yürüdüm yürüdüm...

Okulda in cin top oynuyordu az önce kalabalık , canlı bir yer olan okulda şimdi kıpırdayan , sadece oradan oraya uçuşan kurumuş yapraklardı.Az önce onu gördüğüm çimler boştu. Etrafıma bakınıyor sadece Tolga'yı değil herhangi birini de görmeye çalışıyordum ama nafile kimse yoktu.

Anıl yanıma yaklaştı :

— "Çok geç oldu , gitti herkes Zeynep . Kampüs bomboş hadi bizde gidelim . Bak ne gördün bilmiyorum ama artık burdan gitmemiz gerekiyor."

Durdum , ona dönüp cevap verdim :

— "Tolga'yı gördüm . "

Anıl 'a doğru bir adım atarken titreyen sesimle konuşmaya devam ediyordum .

—" Tek arkadaşımı... onu çok özlemişim biliyor musun ...? "

Kelimeler rastgele dökülüveriyordu dudaklarımdan
Hayatımda en çok iz bırakan anlardan birini anlatmaya başladım .
Tolga 'nın ölümünü ...

—"Bir gün elimde gazete ve  gofretle marketten eve dönerken evimizin önüne sıra sıra beyaz sandalyelerin dizildiğini gördüm..."

Anlattıkça anlatıyor her bir kelimemde Anıl 'a doğru biraz daha yaklaşıyordum...

" Aklıma ilk gelen birinin düğünü olduğuydu. Dizilmiş sandalyelerden birine oturan ve boş gözlerle etrafı inceleyen Gülin 'in yanına gittiğimde ona sordum . " Ne oluyor Gülin kimin düğünü var ?" Bana aptalmışım gibi baktı gülümsemem yok oldu , haberin yok mu dedi , başımı salladım . "Tolga iki gündür yaşam ünitesine bağlıydı bugün ölmüş,  bu sandalyeler cenazesi için . Dedi. "

" Elimdeki gazetenin , gofretin elimden kayıp düşüşünü hatırlıyorum . Her şeyin donduğu anı. Gözyaşlarım birikirken nasıl akamadığını , Gülin 'e tek kelime edemeyişimi hatırlıyorum , sonra binadan çıkan Tolga'nın babasıyla göz göze gelişimizi , adamın ayakta duramayışını , kan oturmuş gözlerini ... hepsi hepsi burda , aklımda ..."

İşaret parmağımla başımı işaret ediyorum. İşaret parmağımla şakağıma vurup tekrar ediyorum " hepsi burda hepsi burda ..."

işaret parmağım sanki bir mermi gibi ben şakağıma dokundukça sallanıyorum...
hatıralar canlanıyor ...

Cennette 40 GünTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang