Cennette 40 Gün

Bölüm Yedi

Bölüm şarkısı : paradise 'ı dinlerken okumanız tavsiye ediyorum çünkü çok uydu...

Kar tanelerini seven adam , son kanepelere de kürdanları dikti.

Leziz görünüyorlardı , üstelik sadece kanepeler değil üzeri kırmızı bir jelatinle kaplanmış kurabiyelerde enfesti. 

Böyle şık bir davete de ancak böyle yiyecekler yakışırdı. Onun ellerinde kanepeler benim ellerimde kurabiyeler tam dükkandan çıkıyorduk ki bir müşteri çıkageldi .

Eşiyle yıldönümü varmış bugün , unutmuş , hemen pasta alması gerekiyormuş .

Kar tanelerini seven adam ne yapsın ,  elindeki kanepe tepsisini bana tutuşturduğu gibi dükkanı tekrar açtı. Adamla beraber içeri girdiler.

Bir elimde kanepe tepsisi bir elimde kurabiye tepsisi dengesiz dengesiz , kafasının üstüne kitap koyup asil yürümeyi öğrenmeye çalışanlar gibi yürüyordum sokak ortasında .

Akşamın en yoğun saatiydi. İş çıkışıydı. Arabalar vızır vızırdı karşıya geçemiyordum ki .

Bir tanesinin bile yayaya saygısı yoktu. En sonunda kırmızı ışık yandı da karşıya geçebildim.

Butiğin önüne geldiğimde kapıda kalakaldım .

İçerisi arı kovanı gibiydi , mankenleri  giydirmeye  çalışanlar , yarısı giyinmiş yarısı giyinmemiş halde bıkkınlıkla bekleyen mankenler ve hepsinden telaşlı , bezgin ve sinirli görünen Sezin hanım ...

Sanki siparişleri bırakmaya gelen biri değil de Sezin hanımdan bir şeyler dilenmeye gelen biri gibiydim o an .

Yanımda kar tanelerini seven adam olsaydı çoktan içeri girmiştim ama şimdi içimde tuhaf , gereksiz bir utangaçlık vardı .

Bu arada içimden , evlilik yıldönümünü unutan öküz ruhluya ağız dolusu küfür ediyordum.

Soğukta , ellerimdeki tepsiler ya daha çok ağırlaşıyor ya da benim kollarımdaki güç tükeniyordu.

Nasıl da unutulur ama evlilik gibi önemli bir günün tarihi ?

Mankenlerden birinin Sezin hanıma dönüp beni işaret etmesiyle ellerimdeki tepsileri daha bir sıkı tutmaya başladım. Sezin hanım hışımla kapıyı açtı :

__ " Ne dikilip duruyorsun orada sen ? "

__ " Ben , kanepe ve kurabiyeleri getirmiştim."

__ " Öyleyse durma orda , şimdilik podyumun arkasında bir yere koy.

__  "Peki ."

Sezin hanımın alnında boncuk boncuk terler birikmişti . Elindeki telefonunu sıkıyor , dükkanın içinde dönüp duruyor ve arada birde cama bakıyordu .

Birini beklediğini anlamıştım . Sezin hanım tüm bunları yaparken bir de insanları kontrol ediyordu .

__ " Ebrar ! Ya o küpelerden ya da o yüzüklerden vazgeç Calipso gibi görünüyorsun . "

Adı Ebrar olan buğday tenli sarışın , hemen küpelerini çıkardı . Elleri,  eklem yüzükleriyle doluydu gerçekten de küpelerle çok fazlalardı. Sezin hanıma hak vermiştim.

__ " Derya ! o çanta ne öyle makyaj torbası gibi duruyor ."

Deryanın yanında beliren iki giydirici- soyundurucu hemen çantayı alıp Deryanın koluna yenisini taktı.

Tepsileri koyup def olup gitmeye hiç niyetim yoktu. Bilerek oyalanıyordum .

O arı kovanında tek bir kaçak arı mı göze batacaktı. Tek onu mu sokacaktı kraliçe arı ?