Bölüm Yirmi Yedi

34 8 35
                                    

Anıl , Azra'yı kollarından tutarak ayağa kaldırdı. O sırada göz göze geldik. Merdivenleri ikişer üçer tırmanıp yanlarına geldim.

Anıl kapıyı açtı , birlikte  içeri salona geçtiler. Arkalarından bende içeri girdim kapıyı kapadım,

Azra ve Anıl karşılıklı koltuklara çöktüler. Anıl başını ellerinin arasına aldı. Azra dosdoğru Anıla bakıyordu gözlerini ayırmadan.

İkisi arasında bunlar yaşanırken ben dış kapıda donmuş gibi duruyordum.

En sonunda yanlarına doğru bir iki adım attım.
Anıl başını kaldırıp , Azra'ya baktı :

—" ne oldu sana ...?"

Azra önündeki sehpanın üstünde duran su dolu bardağı tepsine dikti. Ardından bardağı sertçe masaya geri koydu , anlatacaktı

—" Ablamla kavga ettik o gün ...
Bende kendimi dışarı attım nasıl halsiz nasıl yorgundum  , gittim bir yerlere oturdum . Orada bir adamla tanıştım . Meğer o da benim hastalığımı atlatmış. Konuştuk sohbet ettik.  Bana iş de teklif etti. Ablam bu sürede birkaç kez aradı , tersledim onu. Tanıştığım adamda onda kalabileceğimi söyledi . İnandım Anıl aklıma kötü hiçbir şey gelmedi ... evliydi çünkü çocukları vardı. "

Anıl tek kelime etmeden dinliyordu.  Azra devam etti :

__ " Evine gittik , bana oğlunun odasında kalabileceğimi söyledi ancak ben kabul etmedim onun yerine salonda yattım. Koltuğa uzanır uzanmaz sızmışım ama gece yarısı bacaklarımdan kalçama uzanan elleri hissettim onun cani ellerini... ağzımı kapamaya çaıştı , tırnaklarımla suratını çizdim ama onu durdurmadı. kendini bedenime bastırdıkça bastırıken elleri , boynuma dolandı sıktıkça sıkıyordu.  Nefes alamıyordum ama var gücümle onu üstümden atmaya çalışıyordum. Soluğumuu  kesen elleri durmadı Anıl ta ki nefesim kesilene kadar. Sonasında canım hiç acımadı biliyor musun ? hiçbir şey hissetmedim . Huzurlu bir uykunun kollarına düşmüştüm sanki.  O boğuşmadan eser kalmamıştı. Tiksindiğim rakı kokan nefesini hissetmiyordum artık ya da üzerime bastıran bedeninin ağırlığını hiçbir şey yoktu sanki ..."

Anıl 'ın elleri titriyordu. Tüm bedenim buz kesti.

__ " Ruhumu bedenimden ayırdığında neler yaptığını gördüm en kötüsü de bu hissetmesen de görmek ruhunun bedeninden ayrıldıktan sonra hala orada olması . Kıyafetlerimi çıkarıp cansız bedenime uzandığını bana tecavüz ettiğini gördüm. Üstümden telaşa kalktıktan sonra bedeniin başında durup ne yapacağını düşümmeye başladığını gördüm ... kağıt kesiğinden canım yanardı benim , on parçaya bölündüm. Ellerimi kollarımdan , bileklerimi bacaklarımdan ayırdı. Eşyalarımı topladı her birini bir çöplüğe savurdu , ablamın bana aldığı terliklerimi yok etti , telefonumu , her şeyimi ... Kıvırcığım diye öpüp kokladığın başımı bir uçurumdan attı, kollarımı , bacaklarımı , gövdemi başka başka çalıların altına attı."

Başım dönüyordu. Azra ölmüştü. Başına gelenleri anlatıyordu. Burası ait olduğum dünya değildi başka bir yerdi.

Başıma keskin bir acı saplandığında zihnimdeki tüm parçalar aynı anda hücum etti . Tüm o puslu hatıraları hatırladım.

Babamın annemi aldattığını gördüğümde babamın arabasıyla babamdan kaçmaya çalışırken kaza yaptığımı hatırladım. Hastane odasında komada kalırken kendimi defalarca gördüğümü hatırladım.

Annem ve babama ulaşamadığımı ...

Telefonların çekmediği bir yerdi burası onlarla hiçbir şekilde görüşemediğim bir yer...

Cennette 40 GünWhere stories live. Discover now