Cennette 40 Gün
Yapayalnız kalmış genç bir kadın...
Darmadağın olmuş genç bir adamla kışın ortasında bir çocuk parkında yollarının kesişmesi ile tanışır.
Hem adam hem de kadını kabullenemedikleri gerçeklikle yüzleştirecek bir yol beklemektedir.
Bölüm şarkısı karakterlerimin adını aldığım " Zeynep Bastık - Anıl Piyancı " - Bırakman Doğru Mu "
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
&&&
Ellerimin ucundaki yüksükleri çıkardım. Elimi acımasız iğne darbelerinden koruyacağını sandığım bu küçük demirler ne yazık ki işe yaramamıştı. Parmaklarımın uçlarında kırmızı noktalar kalinde kan damlacıkları vardı. bunları umursadığım yoktu çünkü en sonunda iki parçayı bir araya getirebilmiştim.
İğnenin ucuna takılı fazlalık ipi ağzımla koparmaya çalışırken bir yandan da göz ucuyla Sezin Hanıma baktım. Önündeki kağıda bir şeyler karalıyordu.Başını dirseklerine yaslamıştı , bir ara esnedi de yorulmuştu , başını çizim yaptığı kağıttan kaldırıp saate baktı , saat 07.54 .... butiği çoktan kapatmış olmamız gerekiyordu .
Sezin Hanım bunu düşünmüş olacaktı ki bana baktı elindeki çizimleri de masanın hemen yanı başındaki kırık beyaz rengindeki çekmeceye iteleyiverdi. Sanırım bu çizdikleri pek de önemli şeyler değildi belli ki onlar sadece birer taslaktı.
Sezin Hanım yanıma geldi , kumaş parçasına şöyle bir baktı :
__ "Aferim güzel iş çıkarmışsın.Yalnız ellerinin hali ne ? "
Sezin hanım az önce çalıştığı masaya doğru gitti ,tekrardan kırık beyaz renkli çekmecesini açtı elini çekmeceye soktu , karıştırdı karışan malzemelerin takırtısı boş dükkanı doldururken nihayet aradığı şeyi buldu. Bir paket kağıt mendil. Kağıt mendilleri bana uzatıken :
__ "Hadi al şunu "
Ona gülümsedim. Fazla minnet eden bir ifadeyle bakmış olacaktım ki bundan rahatsız oldu . :
__ Etrafa bulaştıracaksın , kan lekesi bu çıkmaz biliyorsun . Sar şunları parmaklarına . Neyse hadi çıkabilirsin sen , butiği ben kapatırım. Hadi Zeynep dikilme orda ! "
__" Peki , tamam iyi akşamlar. "
Bana en ufak bir şefkat gösterdiğini hissettiğinde yine aramıza bir mesafe koyuyordu. Küçük çekingen bir kedi yavrusu gibiydi Sezin Hanım kendisini okşayan ellere karşı dahi sürekli temkinli.
Butikten çıkarken bunları düşünüyordum , tam o sırada butiğe girmekte olan Mirza ile çarpıştım , o kadar dalgındım ki ,acıyla bir ah sesi çıkardı , ayağına basmış olmalıydım . Dengede durayım diye dirseklerimden tuttu :
— " İyi misin sen ? Hayalet gibi geziyorsun , koskoca adamı fark etmedin ezip geçtin canım beni "
— " affedersin ben fark etmedim dalgınım biraz. "
— " Seni gördüğüm her an böylesin , şaşırmadım. Hayret ! doğrusu sen ve Anıl nasıl geçiniyorsunuz. Anıl tanıdığım en neşeli insan sense enerji paratoneri gibisin."
