Bölüm Altı

343 76 155
                                    

Tezgahın arkasında sürekli koşuşturan bu adamı izliyordum , enerjisi hiç bitmeyen güler yüzü hiç solmayan bu adamı ...

Sadece bir elma şekeri alan çocuğa da kocaman bir pasta alan bir adama da aynı özeni gösteriyordu.

Kıymalı , peynirli börekleri büyükçe bir elektrikli sac üzerinde pişiriyor yanmasınlar diye sürekli elindeki spatula ile kontrol ediyordu .

Bu arada müşterilerin sevebileceği her türden ekler de hazırlıyordu. Bunlar kremalı , cevizli ve süs şekerli eklerdi .

Dayanamadım bir tanesini muzipçe kapıp ağzıma atıverdim. Ağzıma dolan yumuşacık kremanın lezzeti ve bana bakışlarıyla gülümsedim ağzıma  kremalar dolduğu için sesim boğuk çıksa da:

__ " Çok iyi ! yediğim en iyi ekler . "

Parmaklarımın ucunda kalan kremayı yalamamda bir sakınca görmemiştim .
O çocuklardan farkım kalmamıştı ama bunu umursamadım ben onun yanında kendim oluyordum ; şımarık bir çocuk gibi
bu da bizi bir iki günde birbirimize yakınlaştırmıştı.

Eklerin son parçasını da ağzıma atarken gözüm fiyatın yazdığı beyaz etikete takıldı . 10 krş
Bir ekler yalnızca 10 krş. Son attığım parça boğazıma takıldı , öksürmeye çalıştım , öksürüklerimin arasından da konuşmaya çalışıyordum :

__ " s... se... sen deli misin ? 10 krş ' da ne demek biliyor musun batarsın sen , batırısın bu dükkanı! bu zamana kadar nasıl dayandın sen. Üstelik şimdi iki kişiyiz daha çok paraya ihtiyaç var . Bakma öyle yüzüme bu ülkede 10 kuruşa sakız bile kalmadı. "

Ekleri bu fiyattan sattığına göre dükkandaki her şeyin fiyatı da böyle komik olmalıydı.

Tezgahın arkasından fırlamış , fiyatların üstüne eğilmiş neredeyse gözlerimle cama girecek halde fiyatları okuyor bir yandan da boğazıma takılan parçanın etkisiyle öksürüklere boğuluyordum.

En küçük pasta 5 , orta boy pasta 10 ve en büyük pasta yalnızca 15 ; Bir kilo kazandibi 8,50
ve de bir tepsi kıymalı börek sadece 19,50TL idi.

Okudukça kendimden geçiyor bu komik fiyatlar başıma ağrılar sokuyordu.

Bu adam kesinlikle gerizekalıydı. Hiç mi haber izlemiyordu .
Her gün saatlerce tartışılan ülkenin ahvalinden ,fakirliğinden ,sefaletinden,  döviz karşısında ezilen milli paradan hiç mi haberi yoktu.

Nasıl haberi olmazdı . Bu dükkan nasıl dönmüştü bu zamana kadar .
Her şey zararına satılıyordu.

Tezgahın arkasında bana ne oldu der gibi bakıyor ona neden kızıp hayretler içinde kaldığımı dahi anlamıyordu.

__ " Sen ne yaptın ? Bedava alıp gitsinler bari hiç uğraşmayalım fiyat yapıştırmakla filan . Şairin dediği gibi "Hava bedava su bedava" bir de pasta bedava olsun ya ha ne dersin !  Senin bu pastalara biçtiğin fiyatla iki paket süt bir kilo şeker alınmaz Anıl !  Bir de gelmiş ikimizi geçindirmekten bahsediyorsun bana . Burası ne seni kurtarır ne beni ."

Kar tanelerini seven adam , krema sıkacağını hırsla bıraktı elinden , tezgahın arkasından iki adımda çıktı tam önüme dikiliverdi :

__ " karşımda bir küçük esnaf konuşuyor sanki , ne oluyor Zeynep ? "

__ " Ne diyorsun  sen  dalga mı geçiyorsun gerçekten gülelim mi buna şimdi ? Ay sonu geldiğinde koca dükkandan nasıl sıfır kar ettiğimizi görür güleriz artık ".

__ " Fahiş fiyatlarla satış yapıp insanları kandıramam ben .Sütü , şekeri toptan alıyorum merak etme . Ayrıca ben , aç gözlü bir adi değilim ".

Cennette 40 GünWhere stories live. Discover now