Bölüm Yirmi Beş

35 10 41
                                    

Bölüm şarkısı meghan trainor - dear future husband
Bölüme uyan hareketli bir parça...

—" Bizim sıramız geldi mi ? "

—" Hayır henüz değil , Japonya'dan gelen yarışmacıyı değerlendiriyorlar hâlâ ."

Oflayarak kıyafetleri yerlerine astım.
Anıl , kadife bir perdenin arkasından jürinin karşısına geçen yarışmacılara bakıyor, bense yüz kere kontrol etmeme rağmen kıyafetleri askıdan alıyor kenarına köşesine dikkatle bakıp eksik olup olmadığını kontrol ediyordum.

Ön elemeyi geçip geçemeyeceğimiz , Milano 'daki asıl yarışmaya katılıp katılmayacağımız tam bir muammaydı ve bu ön elemeye bağlıydı.

Sıkıntıyla bir nefes verdiğimde Anıl , perdenin arkasından çekilip yanıma geldi. Omuzlarımı okşayıp beni rahatlatmaya çalıştı. Gülümsedim omuzlarımın üzerindeki elini okşadım , varlığı beni sakinleştiriyordu. Anıl yüzümü çenemden nazikçe kaldırırken kulağıma fısıldadı :

—" Tüm bu yorucu angarya bittikten sonra seni bir yere götüreceğim. "

Gözlerim ışıldadı . Bana gülümseyerek bakarken ona biraz daha sokuldum :

—" hmm ! Biraz ipucu veremez misin yani ? "

Gülerek başını salladı :

—" Hayır , olmaz . "

Ağzından laf almak için biraz daha ısrar edecektim ki beklediğimiz perde arkasında bizim kıyafetleri jüriye götürecek ekip belirdi. Yürüyen askılıkla kıyafetleri içeriye götürürlerken Anıl 'dan ayrıldım.

Kıyafetler önde biz arkada jüri üyelerinin beklediği salona doğru yürümeye başladık.

Kıyafetlere ve en önemlisi Sezin hanıma güveniyordum. Olumlu sonuç alacağımıza da inanıyordum ancak içimdeki gerginlik bitmiyordu.
Kıyafetleri sürükleyen askıların , tekerleklerin çıkardığı ses bile diken üstünde hissettiriyor , her bir adım bizi merakla beklediğim sonuca yaklaştırıyordu.

Anıl arkamda yürürken elimi tuttu. Ona döndüm . Jüri üyelerinin sorularına cevap verecek gönüllü çevirmenim de yanımdaydı işte .

Tekerli askılık , ikisi kadın ikisi erkek bir grup insanın önünde durdu. Heyecanımı bastırırken bu insanlar bize gülümsedi . Bende onlara güçlükle gülümsedim. Ardından oturdukları masadan kalkarak kıyafetlerin etrafında dolaşmaya başladılar.

Bir taraftan inceliyor , bir taraftan da ellerindeki küçük kartlara notlar alıyorlardı. Ne yazdıklarını bilmek için neler vermezdim.

Derin nefesler alıp sakinleşmeye çalışırken bir an olsun gözümü onlardan ayırmıyordum. Tasarımları beğenip beğenmediklerini yüzlerinden , mimiklerinden anlamaya çalışıyordum. Ben onlara dikkatlice bakarken kahverengi kocaman güneş gözlükleri olan kadın yanıma yaklaştı.

Bu kadın jüri üyelerinden biriydi. Onunla göz teması kurunca konuşmaya başladı :

__ " These outfits are very different. You must be a very creative designer. Congratulations."

İngilizceyi neden bugüne kadar öğrenemediğime lanet edip ağzımın içinden bir küfür mırıldanırken kadının suratına gülümseyen bir ifadeyle bakmaya devam ediyordum.

Kadına durumu çaktırmamaya çalışıp Anıl 'a döndüm. Anıl kulağıma eğildi :

__" Tasarımların farklı olduğunu ve seni de yaratıcı bulduğunu söyledi , tebrik ediyor "

Cennette 40 GünDonde viven las historias. Descúbrelo ahora