Bölüm Sekiz

281 69 117
                                    

Sezin Hanımın bedenimi saran kolları çözüldü

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sezin Hanımın bedenimi saran kolları çözüldü.

Şevvalin birden butiğin kapısını  açıp girmesiyle içeriye bir soğuk hava dalgası esti ancak Sezin Hanımın bakışları daha soğuktu .

Şevval , kocaman siyah güneş gözlüklerini tek eliyle çıkardı , kızgın bir boğanın etrafa bakışlar atıp saldıracağı yeri bulmaya çalışması gibiydi hareketleri.

Kapının girişinden , bitmiş defilenin ardından kalan podyuma bakıyor , Sezin Hanıma bakıyor , bir de kim bilir koreografiler için kaç kere giydiği ama şu anda benim üzerimde olan elbisesine bakıyordu.

Boşuna bir şaşkınlıktı bu , defile saatinin geçtiğini biliyordu , o yüzden konukların çoktan ikramlara yumulup koyu bir sohbete başlaması onu şaşırtmamalıydı.

Neden bilmem ama geç kaldığı için üzgün değildi sadece kızgındı o kızgınlık da tamamen banaydı .  Kısa boyuma ve fazla kilolarıma rağmen onun " mükemmel " vücudunun giyeceği elbiseyi giymiş olmamdı.

Şevval , konukların kümelendiği kokteyl masalarından sıyrılıp , perde arkasına - yanımıza- geldi.

Gerçekten çok gösterişli ve güzel bir kadındı. Açık kahve saçları , pürüzsüz  yüzü ve okka gibi düzgün , kalkık burnuyla heykelimsi bir mükemmellikteydi.

Yüz hatları keskindi bu ona kadınsı bir çekicilik katıyor aynı zamanda ona "kendinden emin "imajı veriyordu.

Üzerinde siyah mini bir elbise , altında opak çoraplar ve dizlerinin üstüne kadar çekilmiş çizmeleri vardı.

Omzunun üstüne öylesine attığı kenarları kürk detaylı kabanıyla , her ay üç beş kuruş kenara koymakla aldığım dergilerdeki kadınların kanlı canlı haliydi karşımda duran Şevval.

Bakışlarını tamamen Sezin Hanıma sabitledi. Perde arkasındaki kimsenin sesi çıkmıyordu herkes onları izliyordu .Bir ara Ebrar'ın elini ağzına götürüp tırnaklarını kemirdiğini gördüm.

Herkes çok gergindi ama bu gerginliğe karşın çıkacak bir rezaleti de bekliyormuş gibiydiler .

Sonuçta çıkacak kavga onlar için , kahve molasında yapılacak yeni bir dedikodu demekti .

Sonunda Şevval sessizliğini bozdu:

__ "Gözlerime inanamıyorum. Ne oluyor burada yaa ,ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz ! "

Şevval , Sultan Ahmet 'e gelmiş turistler gibi kırık bir Türkçeyle konuşuyordu.

Bazı kelimeleri de İngilizce  gibi telaffuz etmesinden onun uzun yıllar yurt dışında yaşadığını anlamıştım.

Cennette 40 GünWhere stories live. Discover now