1.1

77.9K 5.9K 2.3K
                                    

Selamün aleykümmmm

Bu bölümde kitaba Yunus Ali ve İyem giriyor artık. Ama şunu ekleyeceğim, Dinle Beni Bi de hepsi aynı mahallede oldukları için mantık hatası olabilceğini düşündüm. O yüzden siz, onlar bu mahalleye yeni taşındı varsayın

Veee iki mükemmel karakterimiz daha girdiiiii seveceksiniz eminim, yorumlarınızı bekliyorum ❤️

***

Sarı Kız: Musab

Sarı Kız: Öğle ezanını okumaya çıktığın zaman bize uğra, annem bir şey verecekmiş

(Görüldü.)

Musab: Tamam

Sarı Kız: Yeni taşınan komşuları gördün mü?

Musab: Yooo

Musab: Mahalleye çok kişi taşındı bu sıralar hiç birini görmedim

Sarı Kız: Ay bir aile taşındı bizim buraya

Sarı Kız: Kız daha çok genç ama evli hatta bir tane kızı var

Musab: Ne güzel, size uğradığımda tanışırım herhalde yardıma ihtiyaçları vardır belki

Sarı Kız: Çok güzel olur ben de gelirim

Telefonumu kapatıp aynadan gözlerime baktığımda hafif kızarmış olduğunu fark ettim. Gece sahurdan sonra uyuyamamıştım, ezanı okuyup sabaha kadar oturmuştum. Sadece üç saatlik uyku ile durduğum için haliyle gözlerim kızarmıştı.

Musluğu açıp yüzüme su çarptığımda banyoya Ecrin girdi. Yüzümü yıkadıktan sonra abdestimi aldım. İlk önce Hilal'e  uğrardım, sonra da ezanı okurdum daha iki buçuk saat vardı. Havluyla yüzümü kuruladığım sırada Ecrin mızmızlanmaya başladı.

"Susadım ben şimdiden...akşama kadar nasıl dayanacağım?"

Kaşlarımı çattığım da,"Sen günün sonunda su içeceğini bilerek bekliyorsun, peki hiç su içmeyeceğini bilerek susuz kalanlar napsın?" demiştim hafif bir kızgınlıkla. O kadar çok nimet vardı ki elimizin altında, kıymetini bilmediğimiz nimetlerin küçük bir parçasına sahip olamayan insanlar açlıktan veya sussuzluktan ölüyordu. Ben şimdi burada acıksam, gün sonunda yiyecektim belki de istediğimi.

Ama onlarca aç insanı anlamak bu kadar zor muydu? Şikayet etmek yerine şükretmek zor muydu?

Ecrin, söylediklerimden sonra hak verircesine üzgünce baktı bana. Onu orada bırakıp odama girdim ve üzerimi değiştirdim hemen. Odamdan çıkarken Mustafa Abim de kapıda ayakkabılarını giyiyordu. Beni görünce doğruldu ve "Nereye? Daha ezan vakti gelmedi." dediğinde ayakkabılarımı giymeye başlamıştım ben de.

"Sevil Teyze bir şey verecekmiş, sonra da yeni taşınan komşulara bakarım."

Abim kafasını sallayınca birlikte çıktık evden. Mahallemizde iki tane fırın vardı, biri arka tarafta, diğeri de bizim burda babam ve abimin işlettiği fırın. Abim ile yollarımız ayrılınca Hilallerin evine varmak için daha hızlı yürüdüm. Sonunda onların sokağa vardığımda kapılarının önünde durduğum sırada karşı daireden gelen seslerle bakışlarım oraya dönmüştü.

"İyem o koliler ağır diyorum! Taşıma güzelim sen."

Uzun boylu bir adamın içeriye doğru seslenmesi ile elindeki kutuları görünce bunların mahallemize yeni taşınanlar olduğunu anlamıştım. Yanlarına gitmeden önce Hilal'i çağırmak için kapıyı tıklattım. Yemenili bir şekilde kapıyı açan Hilal, beni görünce gülümsedi.

Müezzin | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin