2.1

61K 5.1K 1.8K
                                    

Selamün aleykümmmm

Keyifli okumalarrr

***

Sinirle taktığım kravatı düzeltirken üzerimdeki siyah takım elbise ile mutsuzluğum yüzümden anlaşılıyordu. İstemediğim ne varsa bana karşı birleşip üzerime gelmeye başlamışlardı sanki.

İki gün önce Hilal ile konuştuktan sonra elimdeki telefonu kıracak iken Ecrin gelip almıştı elimden.

İstememişti beni.

Gerçekten istememişti, çok mu kötü biriydim acaba? Neden istememişti beni?

Kalbimde bir yara vardı, bu yara kapanmadan üzerine bir set çekmemi istiyorlardı. Hazırlanıyordum mutsuz bir şekilde, hiç istemediğim birini istemek için. Zorla yakama yapışan annem yüzündendi her şey. Ama ben zaten yapmam gerekeni yapmıştım, tek sorun annemin de gözleriyle görmesiydi.

"Oğlum hadi çıkıyoruz!" diye seslendi annem. Sinirle gözlerimi yumup açtım ve çıktım odadan. Ecrin mutsuz bir şekilde ayakkabılarını giyerken babam ikimizin suratına baktı kaşlarını çatarak.

"Cenazeye mi gidiyoruz, kız istemeye mi hanım?"

Babamın haberi yoktu bu zorla olan isteme işinden. Annem öyle bir tembihlemişti ki beni, ağzımı açıp bir şey diyemiyordum. Ki, dersem çok kötü kalbini kırardım.

Evden çıktığımızda düz bir ifadeyle baktım yola. Yürüyordum ama sanki aklım başımda değildi, ondaydı.

Gidip o Bekir denen adamla evlenmezdi değil mi?

Şuan kız istemeye giden ben değilmişim gibi düşündüğüm şeye yüzümü buruşturdum. Canım acıyordu lan! Cayır cayır yanıyordu kalbim. Ona öfkeli değildim, kendime öfkeliydim. Başında kaptırmasaydım kendimi şimdi böyle olmazdı belki de.

Yaylana yaylana yürürken telefonuma gelen mesajla telefonumu çıkardım cebimden. Melih mesaj atmıştı.

Melih: Sen kafayı mı yedin lan?

Melih: Hani seviyordun kızı? Vazgeçmek için mi sevdin?

Melih: Haber bile vermeden kız istemeye gitmek ne?

Melih: Ulan karşıma çıkma, dağıtacağım yoksa o yüzünü

Musab: Gerginim üstüme gelme kardeşim

Melih: Başlarım gerginliğine!

Melih: Sen şimdi Kestane'yi istemeye gidiyorsun ya, Mihra ile olurun varsa da yok artık

Melih: Aklına tüküreyim senin

Musab: Yeter lan!

Musab: Ne yapsaydım? Annemi bilmiyormuş gibi konuşma!

Melih: Paşa paşa Mihra'yı sevdiğini söyleyecektin o zaman kardeşim

Melih: Sonra da oturup aşk acını çekerdin yiğitçe

Musab: Ne biliyorsun da konuşuyorsun oğlum?

Musab: Ne yaşadığımdan haberin var mı senin?

Melih: Bir bok anlatmıyorsun aptal herif! Ne halt yiyorsan vazgeç ve yanıma gel hemen

Musab: Kız istemeye gidiyoruz

Melih: Hâlâ kız diyor kafayı yiyeceğim

Melih: Ben de artık Bekir Mihra'yı isterken onu tebriğe giderim!

Müezzin | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin