Bayram Özel Bölüm (Kudüs)

47.1K 3.8K 417
                                    

Selamün aleyküm, hayırlı bayramlar.

Bölüm sonunda yazdıklarımı okuyun lütfen...

(Bu bölüm bütün İslam alemine ithaf edilmiştir.)

***

"Bir şey yapmamız lazım, elim kolum bağlı durdukça içim yanıyor benim."

Yasir'in üzüntülü sesiyle takip ettiğim haberleri bıraktım.

Çocuklarla bir araya gelmiş konuşurken Murat Abi düşünceli bir şekilde elindeki telefona bakıyordu.

"Elin kolun bağlı değil." dedim dayanamayarak. "Aç avuçlarını, yolla duanı kardeşlerimize."

Murat Abi beni onaylarcasına kafasını salladı. "Fetih suresi toplayalım, Musab Ecrin'e söyle kızlar ile toplamaya başlasınlar."

Kafamı salladığımda içeri Ammar girdi sinirli bir şekilde. Onların evinde toplanmıştık. Yumruk yaptığı elini yanında tutarken kızarmış gözleriyle baktı gözlerimize.

"Bir sürü çocuk şehit olmuş! Duracak mıyız böyle?"

Yasir gözlerini sıkıca yumduğunda ben de derince yutkunmuştum. Ne yapacaktık?

"Onlar tüm ümmetin yükünü sırtlanmış durumda şuan! Sesimizi duyuracağız!"

Murat Abinin sert sesi ile benim telefonuma gelen bildirim sesi karışmıştı. Hızla telefonumu elime aldığımda gelen bildirimlere baktım.

Müslümanlar, Mescid-i Aksa'yı canları pahasına koruyacaklarını haykırıyorlardı. Ellerinde Filistin bayrağı ile "Allahu Ekber!" diye bağırıyorlardı. Gözlerimin dolmasıyla telefonu kapattım.

Melih, Twitter'dan tweetler atmaya başladığında sinirli bir nefes aldı. "Lan nerede bu insanlar? Küçücük bir çocuğa kefen giydiriliyor, önemi yok mu!?"

"Silahlı askerlere taşlarla karşılık veriyorlar, nereye kadar dayanacaklar ki?" diye sordu Yasir üzüntüyle.

Kaşlarımı çattım. "Müslüman gücünü silahtan değil, Allah'tan alıyor!"

Ammar hâlâ aynı şekilde dikilirken telefonuna baktı. Daha sonra sol gözünden bir damla yaş aktığında şok ile baktık ona.

"Bir sürü çocuk anasız babasız kaldı..."

Dayanamayıp yerimden kalktım, "Bu böyle olmayacak!" dedim. "Gidip minareden duyuru yapacağım."

Kimin ne dediğini umursamadan evden çıktım ve camiye doğru adımladım. Adımlarım öyle kendinden emindi ki, eğer izin verseler bir saniye düşünmez giderdim, onlarla sırt sırta korurdum ilk kıblemizi.

Mescid-i Aksa hepimizindi, sadece oradaki Müslümanların değil. Ama öyle bir insana dönmüştük ki; kulağımız, dilimiz, gözümüz kapanmıştı mazlumlara karşı.

Neredeydi Müslümanlar? Neden sesleri çıkmıyordu?

Gözlerimin doluluğu kalbimin acısını yansıttı dışarı. Camiye ayak bastığımda bir damla yaş aktı gözümden. Onlar ibadet yapmak için öldürülürken, biz zar zor kılıyorduk bir namazı.

Utandım o an, kendimden.

Sessizliğinde boğulan insanlardan...

Minareye çıktığımda megafonu aldım elime. Besmele çektikten sonra boğazımı temizledim.

"Değerli mahalle sakinleri ve Müslüman kardeşlerim! Hepinizin bildiği üzere Filistin yine ve yine kan ağlıyor." dedikten sonra duraksadım biraz. "Müslümanlar Mescid-i Aksa için can veriyor! Tüm ümmetin yükünü sırtlanıyorlar! Böyle duracak mıyız?"

Müezzin | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin