3.8

38.9K 3.5K 1.7K
                                    

Selamün aleykümmmm

Size bir soru sormak istiyorum;

Siyah mı?

Beyaz mı?

Eğer siyahı seçtiyseniz, sizin kalbiniz kırık fakat her şeye rağmen umudunuz var.

Eğer beyazı seçtiyseniz, ne olursa olsun hâlâ gülebilecek kadar temiz sayfalar açmak istiyorsunuz ve çabalıyorsunuz.

(Bunlar benim kendimce görüşüm.)

Murat'dan;

Sinirle elimdeki poşeti sallaya sallaya yürüyordum mahallenin sokaklarını.

Saat gecenin ikisiydi, herkes uyurken ben sıcacık yatağımdan kalkıp bir baş belası için dondurma aramaya çıkmıştım. O benden böyle bir şey istememişti ama sırf canı çektiği için kıyamamıştım ona.

Efe sayesinde Ülkü'den haber alabiliyordum. Mesajlaşırken ablasını delirttiğinden bahsetmişti, nedenini sorduğumda ise babasının ona aldığı dondurmayı yediğini söylemişti. Ülkü'de ev halkının inadına bu saatte dondurma diye tutturmuştu.

Tabi şuan benim aldığımdan haberi yok, muhtemelen ben kendim verirsem dondurma kabını kafamda parçalar.

Bu kızın bana olan öfkesi ne zaman dicekti bilmiyorum, annesi varken "Neden istemiyorsun?" diye sormuştum ona.

"Ağladığım geceler aklıma geliyor." demişti karşılık olarak. Annesi kaşlarını çatarak bize bakınca dışarı çıkmak için hazırlandığından hemen terketmişti evi.

Binamızın önüne varınca Ülkü'nün odasının camına baktım, ışığı yanıyordu. Biraz daha beni zorlarsa, arabaya bindirip nikâh dairesine götürecektim.

Daha kalbine bile alamamışken mi?

O durum çok karışıktı, aklıma girmeyi başarmıştı fakat kalbim korkuyordu yeni bir kayıp yaşamaktan. Ama ondan vazgeçmek istemiyordum...

Telefonumu cebimden çıkardım ve Efe'ye mesaj attım.

Murat: Aslanım kapıdayım, bak bi

Telefonu cebime atıp binaya girdim ve dairemin olduğu kata çıktım. Efe'nin kapıyı açmasını beklerken içeriden Ülkü'nün sinirli sesi gülmemi sağladı.

"Efe, yediğin dondurmaları kusturmazsam bana da Ülkü demesinler!"

"Kıskanç varlık, babam bana aldı diye kudurdun değil mi!?"

"Ama görürsün sen, burnundan getireceğim senin maymun!"

Kapı açıldığında Efe'nin bezmiş yüzü girdi görüş açıma. Gülüp elimle saçlarını karıştırdım.

"Abi ne olur artık ablam ile evlenin, ikna et de gitsin. Çin işkencesi çekiyorum evde."

Sitemli sesi dudaklarındaki gülümsemeyi arttırdı. "Merak etme aslanım, zor ama başaracağız."

Elimdeki dondurmayı uzattığımda ilk bir kaç dakika şaşkınlıkla baktı ve benimle biraz sohbet edip içeri girdi. Kendi evimin kapısını anahtarla açarken ev halkı uyanmasın diye epey bir efor sarf etmiştim.

Sabah gidip annesi ile tekrar konuşacaktım, aynı zamanda Ülkü ile de.

Dün Hilal'i istemeye gitmiştik Yasir'e. Manyak adam rahat duramamıştı her zamanki gibi. Büyükleri olarak ben istemiştim Necmettin Amcadan Hilal'i. Ammar, Yasir evleneceği için epey mutluydu, çocuk resmen bizi sınıyordu.

Müezzin | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin