2.8

53.9K 4.7K 1.5K
                                    

Selamün aleyküm

Bölüm yetişmez, yarın gündüz atarım diyordum ama yetişti msmdmxmxmnxnx

( ˘ ³˘)♥

Murat'dan...

"Midem şişti, keşke çorbayı çok içmeseydim." dedi Yasir karnını okşayarak. Hangi kafayla kafe de iftar açalım dediklerini bilmiyordum, hoş zaten iştahım da yoktu.

Boş boş masaya bakmaktan başka bir şey yapmıyordum şuan. Çocuklar kendi aralarında şakalaşırken benim aklım darmadumandı.

"Ne düşünüyorsun?"

Ammar sağ tarafımda oturduğu için hafifçe eğilerek sormuştu bu soruyu. Diğerleri kendi halindeydi, bizi duymazlardı. Ammar'a anlatmıştım olan biteni. Kısa zamanda bu adama güvenmiştim, bu benim için zor bir şeydi.

Arkama iyice yaslanıp, "Nasıl işin içinden çıkacağımı." dedim düz bir sesle. Ciddi duran ifadem, Ammar'ın ki ile yarışıyordu resmen.

"İşin içinden çıkılacak bir şey yok, onun aşması gerekiyor. Sen ne yapabilirsin ki?"

Haklı sorusu karşısında duraksadım biraz. Ama bu içimi hiç rahatlatmadı. "Biri benim yüzümden acı çekiyor, hayatıma nasıl devam edeyim?"

"Seni seven o? Sen bir şey yapmadın."

Sert bir soluk verirken, "Sevmenin nasıl acı bir şey olduğunu en iyi ben bilirim Ammar. Kim bilir ne fırtınalar vardır kalbinde." dedim. Sahiden, benimki kadar beter miydi acısı?

İki sene geçmişti, sadece minik kalıntıları vardı bende. İlk zamanlar duyduğum acının hissiyatı son bir sene de yok etmişti sanki kendini.

"Onun acı çekmemesinin tek yolu seninle bir yola girmesi. Eh, sen de asla olmaz diyorsun."

Kafamı salladım. Olmazdı, hiç olmazdı.

"O zaman karşısına çıkmamaya gayret et." dedi Ammar bu kez. Kız karşı komşumdu, dışarı çıkarken camdan mı atlayayım?

Cevap vermediğimde varlığını unuttuğum Yasir, bizi dinlediğini belli edecek şekilde, "Üzülme Murat kuşum." dedi dudak bükerek.

Önümdeki çay kaşığını ona fırlattığımda sırıtarak kaşığı havada yakaladı. Elimde kalacak, haberi yok.

"Ne yapmayı düşünüyorsun abi?"

Melih, Ammar ile aynı soruyu sorunca sinirle, "Sayenizde düşünmüyorum bir şey kardeşim!" dedim kinayeyle.

Yasir beni sinir etmeyi kendine görev bilmiş bir şekilde baktı bana.

"Aman yav, talipleri çoktur onun. Bulur yakışıklısını, unutur seni. Kız da akıl yok galiba."

Sinirle dişlerimin arasından, "Ammar sen mi döversin, ben mi halledeyim?" diye sordum. Musab gülerek izlemeye devam ederken Yasir bu defa ona sataşmaya başladı. Bunalınca dolaşacağımı söyleyip kalktım masadan.

Kafeden çıktığımda karanlık olan hava ile derin bir nefes aldım. Harbiden neyi nereye koyacağımı şaşırmıştım. Aslında bu durumu takmamam gerekirdi, ama değer verdiğim insanlardan birinin benim yüzümden acı çekmesini yediremiyordum kendime.

Yürümek fayda etmeyince parklardan birinin bankına oturdum.

Sevdiğim kadını 2 sene önce trafik kazası yüzünden kaybetmiştim. Onu sevdiğimi bile söyleyemeden toprağa gömmüştüm. Asıl zor olanı toprağa gömmek miydi, yoksa kalbine gömmek mi? 2 senenin içinde ruh gibi bir adama döndüm. Son bir sene kendime gelmeye başlamıştım aslında. Kalbimi yeni bir sevdaya kapadım, bir adam sevmekten korkar mıydı? Ben deli gibi korkuyordum.

Müezzin | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin