5| Yine olsa yine ve sadece senin için.

622 112 239
                                    

Xiao Zhan dar sokaklardan geçerken aralıklı sokak lambaları yüzünden bir karanlığa gömülüyor, bir yüzü gölgelerle birlikte aydınlanıyordu.

Şehrin kenar mahalle diye adlandırılan yerine gelmesi kısa sürse de aramalarına cevap vermeyen Yibo'yu bulması epey vaktini almıştı. Üstelik hala onu bulamamıştı.

Endişe içinden yükseklere tırmanırken istemsizce sesli bir şekilde sormuştu.

"Telefonu neden kapalı?"

Gündüz vakti çocukların oynadığı sokaklarda gece vakti kimse yoktu. Bir kaç yerde gördüğü insanlarda ona güven vermemişti. Bu yüzden bir an önce küçük olanı bulmak istiyordu.

Mahallenin her sokağından geçtiğini düşünürken bir kez daha seslendi.

"Yibo neredesin?"

"Mikrofon da vereyim mi, istersen bir de öyle seslen."

Işıkları yanmayan evlerin arasında, dar bir aralıkta görünen silüet ayakta dururken Zhan'a seslenmiş ve saniyeler sonra o aralıktan elini uzatarak onu yanına çekmişti.

"Tüm mahalleyi gezdin herhalde, nerede kaldın yaşlı adam!"

Zhan dibindeki çocuğun karanlıktaki silik görüntüsüne bakarken rahatlayarak yavaşça nefesini dışarıya bıraktı ve iyi olup olmadığını anlamak için cevap vermeden onu biraz daha inceledi.

Yibo fısıltıyla konuşuyor olsa da huysuz tavrından hiçbir şey kaybetmeyerek konuşmaya devam etti. "Tek başıma dayak yiyeceğim diye delirdim burada. Geldiysen, şimdi birlikte dayak yiyebiliriz."

Kafasını dar aralıktan uzatıp tanıdık birileri var mı diye kontrol ederken bir eliyle öylece duran Zhan'ı yanına çağırdı. Kafasını geri çektiğinde ise büyük olanı beklediğinden daha yakında buldu. Onun endişeli, meraklı ve dikkatli bakışlarına karşılık kısa bir an bocalasa da üzerinde durmadı. Bunları düşünmek için epey yorgun hissediyordu kendisini ve yorgunluğunu dile getireceği sırada Zhan onun yerine konuştu.

"Kimlerden kaçıyorsun Yibo, burada böyle duracağımıza neden polise gitmiyoruz?"

Aslında bu soru, mantıklı bir soruydu fakat sakince cevap vermek onun pek tercihi olan bir eylem değildi. Tam da bu yüzden kısık tutmaya çalıştığı ama hırçın çıkan sesiyle, "Ölsem de gitmem polise!" Diye cevaplamıştı büyük olanı."Korkaklar gibi hemen polise mi sığınalım yaşlı adam. Olmaz öyle!"

Sözlerine tezat düşecek şekilde bir duvar kenarına sığındığı gerçeğini görmezden gelmeye çalıştı, duruşunu dikleştirdi ve sözlerini destekleyecek gerekçeler sıraladı. "Hem bu insanlar polis falan dinlemez, vallahi buldukları yerde okurlar canımıza. Kocamanlar!"

Zhan kaşlarını kaldırarak ikna olmadığını belli ederken Yibo da kocaman tabirini göstermek için yukarıda tuttuğu ellerini aşağıya indirdi ve alt dudağını ısırıp düşündü. Büyük olanın o istemedikçe polise gitmeyeceğini düşünse de tam olarak emin olamamıştı.

Saniyeler sonra Zhan'ın memnuniyetsiz bakışlarına karşılık, "Polis yok." Dedi sakince ve kendisine bakan adamı ikna edeceğini düşündüğü sözlerle devam etti. "Polise gideceksen şimdiden dön evine, yalnız bırak beni."

Geriye çekilerek duvara yaslandığında, omuzları çöken ve ağır bakışlarıyla kendisine o an çaresizliğini dile getiren adamı izledi, ardından umursamazca omuz silkti.

"Tamam nasıl istersen öyle olsun." Diye konuşan Zhan önce etrafına bakındı. Sonra telefonunu cebine gönderip gözlüğünü düzeltti. " Şimdi anlat kim bunlar ve neden seni kovalıyorlar?"

küçük işlerin adamı ve ebruli~yizhan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin