13. Bölüm

9.1K 400 37
                                    

Oyunda oturma şekileri medyada! İyi okumalar.
***
Üzgün bir şekilde hepimiz birbirimize bakıyorduk. Aykut bey amca bizlere acıyan bakışlarla bakmıştı.

"Kötüler ceza ve ödülünüzü bugün kullanabilirsiniz" dedikten sonra mahkemeyi terk etmişti.
Enis bize doğru geldi ve benim önümde durdu. Ellerini cebine koydu ve biraz sırıtıktan sonra konuşmaya başladı.
Gözlerinde alay akıyordu!

"Öğleden sonra hepinizi bar katına bekliyorum" dedikten sonra üyeleriyle birlikte gitmişti.
Bizde yatak katına inmiştik ve benim odamda kös kös oturuyorduk. İçeriye necla gelmişti ve bize meyve suyu getirmişti.
"Afiyet olsun!" Dedikten sonra hemen çıkmıştı. Elif ise ona ters ters bakmıştı.

"Niye kadına öyle baktın?"diye sordum.
"Bilmiyorum bir türlü ısınamadım ona!" Necla bana göre iyi biriydi ama elife göre değildi.
Aysima mutfağa gitti ve ellinde bir sigarayla geri döndü.
Bu kız sigara mı içiyordu?

"Çok sinirliyim ve bu sigara ancak beni sakinleştirir"
Cidden bu sigaranın kokusu çok ağırdı.
"Acaba ilk sigarayı kim buldu?" Diye sordum. Fatih bana kısa bir bakış attı ve içtiği meyve suyundan bir yudum aldıktan sonra konuştu.
Hareketlere bak ne kadar havalı!

"Aslında çok yakından tanıdığımız biri... bakın şimdi Eskiden tütün; büyü ve tören için kullanılıyordu. Ama kristof kolomb amerika kıtasını keşfetikten sonra amerika yerlerinin bir kısmında bulunan 'tobaccos' adını verdiği bir bitki yaprağını sararak yakıp içine çekiyordu. Ve bu dumanın insana keyif verdiğini Zanetti. Kolomb, faydalı olur düşüncesiyle bu bitkinin tohumlarını alarak denizciler vasıtasıyla diğer ülkelere yayılmasına neden oldu."
Elif saçlarını kulağının arkasına koydu,
"Sen adama bak!"
Bu sigara yüzünden birçok insan ölüyordu.
Aysima sigarasını içti ve burnundan çıkan dumanı izledim.

"Adam iyi ki bulmuş! Yoksa kimse beni sakinleştiremezdi."
Cidden bu oyun bu kadar zor muydu?
Elif, aysimanın ellindeki sigarayı kaptı ve dalga geçercesine konuştu.
"Fatih eskiden nasıl büyü yapıyorlardı" elif saçma sapan hareketler yapıp pişkince güldü.
"Böyle mi?"
Aysima kızgınca elife baktı.
"Kızım versene sigaramı!!"
Onların tatlı atışmalarını izliyordum.
***
Öğleden sonra hepimiz bar katına gelmiştik ve masalar boştu. Etraf çok sessizdi. Düşmanlarımız bizi bekliyordu.

"Bu salaklar oyun için burayı kapatmış!" Diye kızgınca söylendi aysima.
Enis ve şeytanları bizi gördükten sonra ayağa kalkmışlardı.
"Kurallar basit biz ne desek o"
Bize yeri işaret etti.
"Burada oturacağız"
Hep beraber bir çember oluşturduk.
Enis, demir ve hira tek vardı.
Diğerleri nerdeydi?
Demir elifi yiyecek gibi bakıyordu. Ben Ona ters bakınca alayla gülümsedi ve bakışlarını değiştirmişti.

"Sadece dört tur oynuyacağız. İki tane doğru deme hakkınız var. Ve iki tane cesaret!" Yerde duran garip aleti işaret etti.

"Yalan söylemeye sakın kalkmayın! yoksa demir size elektirik vermekten çekinmez!" Bu demirin gücü elektirik miydi?
Elif niye ondan bu kadar korkuyordu. Anlaşılmıştı.

Şişeyi tam ortaya koydu ve çevirdi. Şişeden çıkan o cam sesi bile bizi korkutmaya yetiyordu. Döndü döndü demir ve elif arasında durmuştu.

Sadece onlar sorabilirdi... elbet birgün bizde kazanacaktık! Ve işte o zaman günlerini göreceklerdi.

"Doğruluk mu cesaretlik mi?"diye sordu. Elifin bakışları beni buldu.
Hepsi cesaret demekten çekiniyordu. Onları ben bu hale getirmiştim.

"Elif doğruluk de" dedim.
Çünkü cesaret daha kötüydü!
"Dd-oğruluk" dedi. Sesi titrek çıkmıştı.
Demir onunla dalga geçmiyordu hata yanlış görmediysem onun için üzülüyordu.
Saçmalama Almira! Demir de Enis piçi gibi!

"Dünyadaki son kişi ben olsaydım benimle çıkar mıydın?"
Elif şaşkınca ona baktı.
Enis bir tane demirin kafasına vurdu.

"Bu ne basitlik!"diye kızgınca söylendi ama demir sadece elife bakıyordu.
"Hayır çıkmazdım" dedi.

Demir bir şey demeden önüne döndü.
Sadece üç soru kalmıştı.
Şişeyi tekrar çevirdi ve döndü döndü
Aysima ve hira arasında durdu.

Aysima ikiletmeden direk cesaret demişti. Ona kızgınca baktım.
"Niye cesaret dedin ben hepsini derdim." Bana göz kırptı,

"Bir şey olmaz."dedi.
Hira kin dolu bakışlarını aysimaya dikti.
"Cesaretin varsa ayak parmağımdan birini em!" Bu kadarıda fazlaydı!

"Sen ne diyorsun be" diye öfkeyle konuşu selin.
Hira sadece ona bakmakla yetindi.
Aysima bu kadar iğrenç bir şey beklemiyordu.

"Demir boku elektirik ver bana"dedi.
Demir memnun olmuş bir şekilde ayağa kalktı. Aysima belli etmesede korkan bakışlarını görüyordum.

"Dur"dedim. Ve enise baktım.
"Onun cezasını ben çekebilir miyim?"
Aysima şaşkın bir şekilde bana baktı.
"Hayır!"dedi.
Bu olanlar benim başarısızlığımdı benim yüzümden acı çekmesine izin vermiyecektim.

Demir durmuştu ve enise bakıyordu. Her şey onun kararına kalmıştı.

"Zevkle olur" demire işaret verdi. Ve demir boynuma dokunduğu an kendimi çektim.
Bu çok korkunçtu!
"Daha başlamadık bile" dedi.
Ve elektiriği verdi kendimi çekmek istiyordum. Titriyordum!
Aysima için dayan!

"Bakıyorum dayanıklısın"
"D-dddur" dedim zorlukla ama o devam etti.
Hata daha çok elektirik verdi.
"Yeter demir!" Diye konuştu Enis. Demir durmuştu ama ben bitmiştim. Hâlâ şoktaydım, yaşıyor muyum? Bedenim sen ne kadar acı çektin böyle...
Üyemdekiler bana üzgün bir şekilde baktı.
"G-ggeçti"dedim. Zorlukla aysima bana teşekkür eden bakışlar attı.

Enis tekrar şişeyi çevirdi fatih ve hira arasında durmuştu.
Hep zaten bu kıza geliyordu.
Şansa bak!

"Doğruluk"dedi fatih ve son bir soru kalmıştı.
"En son ne zaman ağladın?"
Fatih böyle bir soru beklemiyordu çünkü bu kız biraz iğrenç biriydi. Böyle güzel soruları nerden biliyordu?

"Menekşe öldüğünde..." dedi.
Gözlerine baktığımda o acıyı gördüm.
Bu çocuğun sevdiği kız ölmüştü!
***
Enis şişeyi çevirdi ve şişe fatihle arasında duracakken özel gücümü kullanarak bana doğrultum.
Kim bilir fatihe ne diyecekti. Birde sadece cesaret deme hakımız vardı. Hirayı öp falan derdi! Bu acımasız pislik!
Enis şişeyi kendime doğrultumu anlamıştı ama kimseye çaktırmadı.
Bana bakarken alayla gülümsedi.
"Sadece cesaret diyebilirsin" dedi.
Kötü bir şey istemesin!
"Cesaret"
Bu sahneyi bekliyormuş gibi bana baktı.

"Kucağıma otur" dediğinde yüzümde ufak bir kızarmalık oluştu. Elektirik yiyecek gücüm yoktu.
Ayağa kalktım ve yavaş adımlarla yanına gittim. Kucağından kesin atardı! Kucağına oturdum. Ve enis belimi tutu.
"Kalçan çok sıcak"diye fısıldadı.
Of niye ben bu kadar yanıyordum!

Enis piçi, hira'ya bir işaret verdi.
Ve ben enisi dudaklarından öptüm.
Bir anda ne olduğunu anlamadım biri beni yönlendiriyordu.

Doğru ya hira hipnoz edebiliyordu.

Evet sevgili okuyucularım bu yeni bölümü nasıl buldunuz?
Bakalım daha neler olucak!
Bu bölümde hoşuna giden sahne?

ATEŞİN VARİSİTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon