31. BÖLÜM

7.6K 331 24
                                    

Ben açlıktan ölüyordum. Yemek katına gelmiştim ve ne bulduysam yedim.
Bir daha o zindana gitsem tövbe!

Yemeği çok hızlı bir şekilde yiyordum.
Biri ellimden almıyacaktı biliyorum ama AÇTIM AÇ!

iki tabak tavuklu sote, üç tabak salata, dört bardak su ve iki tabak tatlı yemiştim.

Şişen karnıma dokundum.
"Canım midem! Biliyorum seni çok ihmal ettim. Ama bak şimdi sana çok iyi davranıyorum."

Arkamdan bir ses işitince korkarak arkama baktım. Enis gülerek beni izliyordu.
"Senin burada ne işin var?" Diye sordum.

Az önce dediklerimi duydumu ki...
Rezilim ben REZİL!

" Burası yemek katı... Ve insan olarak bende acıkıyorum ya. Senin aksine burada olmam gayet normal"
Ona kötü kötü baktım.

"Bana ne demeye çalışıyorsun! Ben normal değil miyim?" Diye kızgınca sordum.
elliyle beni gösterdi.

"Midesiyle konuşan bir kız sence normal mi?" Dediğinde yüzüm kızarmıştı. Resmen dediğim her şeyi duymuştu.

Tuzluğu yukarı kaldırdım ve enisin kafasına dökmeye başladım. Bana ilk önce şaşkınca baktı sonra bakışları sert oldu.

"Cidden bak merak ediyorum. Neden bunu yaptın?" Ses tonu delirmiş gibiydi...

"Gücümü denemek istedim... "
" Benim üzerimde niye deniyorsun?"
Yani seni kurban seçtiysem ne olmuş!

"Ay tamam denemem!" Diye homurdandım. Ve yemek katından çıktım. O da benimle geliyordu.

Kuyruktu KUYRUK!

"senin amacın beni delirtmek! Normal değilsin. Ben şimdi bu tuzu nasıl temizlicem BEYİNSİZ!" diye bağırdığında ben esniyordum.

Uykum çok geliyordu zaten bugün anneannem gelicekti.
Onu göreceğim için çok mutluydum.

"İki saatir Yeni bu mu aklına geldi? Mızmızlanmayı kes! Ve git yat" dedim. Enis tek kaşını havaya kaldırdı.

Ben bu hareketi yapsaydım rezil olurdum.

"Seni öldürecem. Belasın kızım! Bilseydim senin gibi belalı sakar beyinsiz biri gelicek. İzin verir miydim? diğer kızın pes etmesine? Tabikii hayır!  Kendime sokayım! ne diye o kızı korkutum. Seni bir daha görmek istemiyorum" dediğinde onu umursamadım.

Enisi arkamda bırakarak gelip yatağıma uzandım...
Sevgili yatak senin kıymetini şimdi anladım... iyi ki varsın...

O enisin lafına üzülen kalbime sıçayım! Üzülme ulan üzülme!
Siktir et!

***

Güneşi seviyordum ama beni uyandırmasını değil... Gözüme sokarcasına güneş ışığı dibimdeydi.

"Bana bak güneş dünya için kıymetlisin tamam da... Yeti bu ne! Güneş ışığınla beni uyandırmak zorunda değilsin. Rica ediyorum bunu kes!"

Yavaş yavaş delirdiğimi düşünüyordum... Resmen uyandığım için güneşe sitem ediyordum.

Kalktım bir güzel duş aldım... Saçlarımı taradım, sonra düzleştirdim. Pirelli siyah bir etek, üstüne yarım bordo renginde bir tişört giymiştim...

Tatlı olmuştum...

Dudağıma bir parlatıcı sürdüm ve anneannemin yanına gittim. Bugün pazardı.

Onu göreceğim için çok mutluydum.

Ziyaretçi katına geldim ve efe adında bir çocuk beni anneannemin yanına getirdi.

Benim beyaz kraliçem gelmişti.

Küt beyaz saçları, orta kilosuyla ve o minacık boyuyla çok tatlı görünüyordu. Onu gördüğüme çok sevindim.

"Anneanne!" Dedim o sevimli sesimle bana döndü. Gülümsedi ve ayağa kalktı. Birbirimize sarıldık.

"Benim güzel torunum... Ne çok özledim seni" keşke annemde gelseydi ama gelmemişti.

"Bende seni çok özledim... Burası inanılmaz bir yer! Anneanne benim özel bir gücüm varmış" diye konuştuğumda anneannem hiç şaşırmamıştı. Mavi gözlerini benden kaçırdı.

"Yoksa sen biliyor muydun? Ve bana söylemedin mi?" Diye kızgınca konuştuğum da. Ellimi tutu ve ufak bir öpücük koydu.

"Yavrum, sen doğduğundan beri biliyordum ve çok söylemek istedim... Ama annen izin vermedi"

Ne yani bunu annemde mi biliyordu.
Ve benden saklamışlar mıydı? Ama neden!

"Neden?" Anneannem derin bir nefes aldı.

"Çünkü o zaman yeni savcıyla evleniyordu ve senin diğerleri gibi olman onun için tehlike saçıyordu! Evliliğine zarar gelmesin diye beni susturdu"

Hiçbir şey hissetmedim... Annem benden, gerçek beni saklamıştı. O bencilce davranmıştı!

"Peki şimdi ne değişti? Beni bu okula göndermesi falan tesadüf değil miydi?" O gün ilk defa annem bana içten sarılmıştı ve o yarışmaya katılma mı istemişti.

"Yavrum, ozanın durumu gün geçtikçe kötüye gidiyordu ve tabii sende... Gücünü kullanmadığın zaman kriz geçirme riskin vardı. Annen hem ozan için hem de senin için buna karar verdi"

Hayır benim annem sadece ozan için bunu yapmıştı! Ben onun umrunda bile değildim. Eğer en başından beri benim iyiliğimi isteseydi o adamla evlenmezdi ve benimle ilgili olan sırrı bana söylerdi.

"Anneanne yalan söylemene gerek yok! Ben her şeyin farkındayım... Ozan iyi mi?" Diye sorduğumda anneannem ayağa kalktı.

"Baksana askerler beni çağırıyor galiba gitme zamanım geldi. kuzum kardeşin..." Dedi ve sustu. Hiçbir şey demeden gitti. Ben sadece izledim.

Beni harcadın anne!
Kendi mutluluğun için beni yok saydın. Kardeşimin geleceği için beni yalnız bıraktın. Ben artık senin kurallarını hiçe sayıyorum!!

Evet yeni bölüm nasıldı??

Almira'nın annesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Buradan almiraya bir mesaj göndermek isteseydiniz bu ne olurdu?

ATEŞİN VARİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin