41. Bölüm

5.8K 278 47
                                    

Konferans bitince odama geldim. Kafamın içinde bir sürü şey vardı.
Önceliğim tabikii Annemdi!

Gece olunca buradan gidecektim. Her şeyi göze almıştım. Kızıl saçlarımı ensemde at kuyruğu olacak şekilde topladım.

Siyah deri tayt ve siyah uzun bir gömlek giydim. Her şeyim sanki siyahtan oluşuyordu.

Sadece kızıl rengine sahip olan saçlarım durumu değiştiriyordu.

Kol çantamın içine bir kaç tane şey koydum ve odamdan çıktım. Karnım biraz acıkmıştı. Yemek katına geldim ve ağzımı sulandıracak bir sürü yemek vardı. Tabağımı doldurdum ve bir masaya geçip oturdum. Yemeğimi hızlı bir şekilde yiyordum.

"Afiyet olsun!"

Cevap vermedim ve yemeğimi yemeye devam ettim.

Enis karşıma geçip oturdu beni süzerek söze girdi.

"Hayırdır?" Dedi.

Çorbamdan son bir kaşık aldım. Kaşığımı masaya koydum.

"Benimle konuşma!" Dedim.

Lacivert rengindeki gözlerini öfkeli bir şekilde açtı.

"Almira!" Dedi.

"Bak Enis ben bir liderim ve benimle konuşurken o ses tonuna dikkat et!" Diye bağırdım.

Enis benim grubum da sadece bir üyeydi. Haddini bilse iyi olurdu.

"Ben seni çok özledim. Böyle yapma! Beni umursamıyormuş gibi davranma." Dedi.

Donuk bir şekilde ona baktım.

"Enis sen artık benim umrumda değilsin. Benim için bittin!"

Ayağa kalktığım zaman o da kalktı ve kolumu tuttu.

"Seni seviyorum..." Dedi. Ona şaşkın bir şekilde baktım. Bana beni sevdiğini söylemişti. Benim Enise vereceğim bir cevabım yoktu.

Eskiden biz rakiptik ama şimdi aynı grubun içindeydik.

O beni sevdiğini söylemişti. Ben onu beklerken o irem denen kızla birlikteydi.

Belki güzel bir açıklaması vardı! Hayır Almira! Kendini kandırma...

Hiçbir şey demeden oradan uzaklaştım.

"Bir daha sana bu cümleyi kurmam!" Böyle dediğini duydum ama o cümle pek benim umrumda değildi. İstediği kadar demesin!

***

Gece olunca çantamı koluma taktım ve çıktım. Koridorda tuhaf sesler geliyordu.

Kalbim deli gibi çarpıyordu. Gizli bir geçit vardı ve ben ilk defa oradan geçecektim. Giderken çok dikkat ediyordum. Beni gören olursa ormana hayvan öldürmeye gittiğimi söylüyecektim. Omzumda bir el hissetmemle ufak bir çığlık attım.

"Sakin ol benim..." Enisin sesini duyunca rahat bir nefes aldım. Beni duvarın bir köşesine çekmişti.

"Nereye gidiyorsun?" Diye sordu.

Ne diyeceğimi bilmiyordum.

"O-ormana" dedim. Siktir siktir! Sesim titremişti. Eliyle kafamı kaldırdı ve gözlerimin içine bakıyordu. Birbirimize çok yakındık ve dudakları inanılmaz derecede güzeldi.

Almira kendine gel!

Onu öpmek için yaklaştım Enis'in dudaklarını öpmeye başladım. Kalbim çok hızlı atıyordu. Elini belime koydu. Enis'ten ayrıldım. Bu yaptığım doğru muydu? Beni kendine çekip sarıldı.

Kendime itiraf edemezsem de benim enise ihtiyacım vardı.

Bir yanım ona çok kızgınken diğer yanım sev diyordu.

"Enis ben özür dilerim. Seni öpmemeliydim." Dedim.

"İnsanlar hatalı olunca özür diler sen bunu hata olarak mı düşünüyorsun?"

Başımı olumsuz anlamda salladım. Kollarımla sıkıca Enise sarıldım ve ağlamaya başladım.

"Enis ben çok yanlız kaldım. Acı çekerken kimse yoktu yanımda. Benim sana çok ihtiyacım vardı. Sen gelmedin. Ben sana çok kızdım! Beni sevmediğini düşündüm. Yanımda olmak bu kadar mı zordu?"

Enis saçlarımı okşadı.

"Özür dilerim gelmek istedim ama korktum. Senin durumun çok kötüydü! Aysima söyledi ve ben sürekli kaçtım çünkü seni kötü bir halde görmekten korktum. Hep kaçtım. Kabullenmedim. Sen biraz iyileştikten sonra geldim."

Bal rengindeki gözlerimle ona baktım ve onu sert bir şekilde ittim.

"Sen zor günlerimde yanımda olmaktan mı korkuyorsun? O zaman hiç yanımda olma daha iyi! Defol git!" Dedim.

"Almira... Beni lütfen dinler misin? Ben senin acı çekmene dayanamazdım. Tanrı şahidim olsun!"

Dalga geçercesine gülümsedim.

"Bana yaptığın şeyleri ne çabuk unuttun! O zamanda canım çok yandı!"

Eski günleri hatırladıkça tüylerim diken diken oluyordu.

"O zaman sana aşık değildim. Ben sana aşık oldum! Seni çok seviyorum."

Yanıma geldi eliyle yüzüme dokundu.

"Sensiz yapamıyorum denedim ama olmadı."

Ben burada ne yapıyordum! Benim anneme gitmem gerekiyordu. Derin bir nefes aldım.

"Biraz düşünmeye ihtiyacım var. Şimdi gitmem gerekiyor."

Sarkmış olan çantamı koluma düzgün bir şekilde koydum.

"Bende seninle geliyorum."

Tam itiraz edecekken enis devam etti. Göz kırpmayı da ihmal etmemişti.

"Unutun mu? Bir kere daha zindan da kalmamız gerekiyordu."

Evet benim canım okuyucularım nasılsınız?

Ben baştan sona Ateşin varisini okudum. Bir sürü şey not aldım.

Almira ve Enis arasındaki buzlar birazcık erisin istiyorum.

Tabii biraz Almira çektirsin değil mi?



ATEŞİN VARİSİWhere stories live. Discover now