2. Bölüm

125 13 8
                                    

Bade ve Cansel'e ne diyeceğimi bilmiyordum. Aklımı karıştırmıştı. Neden bakmama izin vermemişti? Nasıl birden yanımda olabildi? Sırlar derken neyi kastediyordu? Kafamdaki sorularla terk edilmiş bir çölde gibiydim.

Okuldan çıkalı 10 dakika olmuştu okulun oraki büyük parkta takılma kararı almıştık. Telefonum çaldı. Arayan babamdı. "Kızım okuldan çıktın mı?" diye soruyordu. Sesi yorgun gibiydi. "Evet baba biraz önce çıktım. Cansel ve Bade'yle okulun oradaki parktayız. Biraz takılıp süt mısır alıp bizim eve geçeçeğiz." dedim.

Aslında bizim eve geçmek gibi bir planımız yoktu. Şuan ben tek başıma ayarlamıştım. Çünkü onlara aklımdaki sorulardan kurtulmama yardım etmelerini isteyecektim. "Tamam kızım çok oyalanmayın. Seni seviyorum." Telefonumu kapattım.

İkisi bir anda "Sizin eve gitme planımız yoktu!?" dediler. "Evet yoktu ama artık var " dedim. Süt mısırları alıp bizim eve geçtik. Biraz televizyon izledik. Ardından benim odama çıktık.

Az makyaj yaptığım için bir kaç rujum, ojem ve eyelinerım vardı. Bade zorla makyaj yaptırdı bana.

Sonra yatağıma oturduk. Onlara "Sabah okuldayken sınıf defterine bakmaya gitmiştim ya. Bakamadım." dedim.
Cansel "Neden?" diye bağırdı. "Birden yanımda belirdi. Elimden defteri aldı. Bazı sırların saklanması gerek gibi bir şey dedi. Sonra sıraya geri oturdu."

Bade hemen lafa atıldı. "Ve sende gitmesine rağmen defteri açmadın değil mi?" Durdum evet açmamıştım.

Suskunluğumu evet anlayıp alnına şaplak indirdi. "Neden ya önünde bırakmış açmadın neden?" Durdum. Gerçekten neden açmamıştım? Ertesi gün okulda açacağıma kendime söz verdim.

1-1.5 saat sonra yatağımda uyuyorken içeri bir esinti girdi. Yatağımdan kalkıp etrafa baktım ama kimse yoktu. Arkamda bir şey hissettim. Döndüm ama gene kimse yoktu. Kalbim hızlanmıştı. Yerinden fırlayacak gibi oldu. Mutfağa indim. Evimiz dublex,dışı açık mavi duvarlıydı.

Su içmek için bardak aldım. Musluğu açtım su gelmedi. Sular mı kesilmişti yani? Babamı aradım. "Sular kesilmiş haberin var mı?" diye sordum. "Hayır, faturaları ödedim ama" dedi. Telefonu kapadım.

Musluğu geri açtım su akıyordu. Şaşırdım. Sonra telefonum bildirim sesiyle titredi. Gizli numaradan bir mesaj:
ODANDAKİ BENDİM KORKTUN MU?

Ürktüm. Kimdi bu? Neden beni korkutmaya çalışmıştı? Belkide tesadüftü. Ama olamazdı. Kendimi avutuyordum.

20 dakikaya babam geldi. Babam uzun boylu, hafif kilolu, gözlüklü bir adam. Annemi kaybettiğimiz günden beri eski mutlu hali gibi değil. Onu öyle gördükçe ben daha da üzülüyordum. Ama güçlü olmamız gerekiyordu.

Annemi arabayla iş yerinden dönerken bir tır ezmişti. Küçük şirin bir butiği vardı. Cesedini bulamamışlardı. Yani bir mezarı yoktu.

Yemeğimizi yedikten sonra ben odama çekildim. Neydi o öyle? Odama giren kimdi? Sıra mı ele geçiren çocuk muydu yoksa?

Ertesi gün okul vardı. Yapmam gereken bir sınıf defter karıştırma operasyonunu saymıyorum. Saat 10.30'du. Yatağıma korkarak yattım elime bir kitap aldım ve okumaya başladım.

OlağandışıDonde viven las historias. Descúbrelo ahora