40. Bölüm

11 2 0
                                    

Annem içerdeydi evet ama Ayça Halam aramızda kalmak için savaş verecek gibi görünüyordu...

İçerde 2 adam ve 1 kadın vardı. Annem baygın bir şekilde zincirle tıpkı bir köpek gibi bağlanmıştı. Kadın kapıyı açmamızı beklermişcesine kapının arkasına saklanmış ve kurban olarak Ayça Halamı seçmişti. Vurulmuştu. İki el ateş edilmiş bedeni kollarımın arasına düştü ama taşıyamadım ve bende yere çökerek düştüm. Kollarımın arasında, başı dizlerime yaslı halama bakarken anneme ve amcama kaçamak bakışlar atıyordum. Amcam ceketini çıkarttı yuvarlayarak bana verdi. Ceketi alıp hiç düşünmeden halamın yarasına bastırdım. Canı daha fazla yanmış olacak ki yüzünü  buruşturdu.

Annem oradaydı.

Annem burdaydı.

Boynundan ve kollarından köpek gibi bağlanmıştı ama buradaydı.

O benim annemdi.

Dizlerime baktım.

Ayça Halam vurulmuştu.

Bayılmıştı.

Kanlı göğsüyle kucağımdaydı.

Amcam elindeki silahla içindeki kurşun bitene kadar kadına sıktı. Kadın ne olduğunu anlayamadan kadını öldürdü elindeki bıçakla. Ayda Halam yanıma çöktü. Eliyle çenemi kaldırdı. Gözlerini gözlerime sabitledi. Saçımı alnımdan çekti. Şuan öğrenmiştim 2 silahı olduğunu. Benim silahım neredeydi? Silahı kimseye belli etmeden belime sıkıştırdı.

"Sakin ol." dedi. "Sakin ol ölmeyecek." dedi

"Ölmez değil mi?"

"Kurt o. Ölürse sadece kan kaybından ama söz veriyorum ölmeyecek yetiştireceğim onu. Kardeşime bir şey olmasını istemem, izin vermem. Biraz ortalık karışacak sadece." dedikten sonra fısıldadı.

İki adam hala bakışıyordu. Kadına yardım bile etmiyorlardı. Silahlarını direkt olarak ben ve amcama doğrulttular. Ama Ayda halama silah doğrultulmamıştı. Ayda Halam ayağa kalktı kapıya doğru yaklaştı. Cenk ve diğerleri girmemişti.  Onlar hala yukarıdaydı.  Silahını doğrulttu birinin üzerine. Adam güldü. İkiye birdi sonuçta. Ayda Halam öne bir adım yaklaştı.

"Sen kadın halinle mi ikimizi devireceksin?" dedi ve güldü. "Güleyimde boşa gitmesin. Elindeki silahı kullanmayı biliyor musun? Hayır meraktan soruyorum. Kardeşinin biri vurulu diğerinin başına silah dayalı. Silahları atın beyninizi patlatmayalım." dedi ve amcamın elindeki silahı alıp yere attı. Ayda halamın sadece bir kaç adım ilerisinde durdu silah. "Eğer herhangi bir hareket yaparsan beynini patlatırım." 

"Beynimi patlatmakta kararlısın sanırım. Ama tam tersi olacak hazırla kendini." dedi halam. Soğukkanlılığı yüzünden sanki Türkiye'de değil buzullardaydık.

"Hiç şansın yok. Kime güveniyorsun? Yukarıda hiçbir boktan haberi olmayana mı?" Cenk'ten bahsediyordu "Kafasına silah dayalı kendini bir şey sanan kardeşine mi? Yoksa yerde çökmüş bücüre mi?" dedi.

"Normal bir kadının senin karşında bir şansı olmayabilir. Çünkü ayı gibi cüssen var. Ama aynı kadının bir kardeşini vurup diğer kardeşinin kafasına silah dayarsan olabilecekleri düşünmek bile istemezsin. Şunu da eklemeliyim ki senin karşında normal bir kadın yok."

"Ya... Öyle mi? Çok dokunaklı.Çok korktum bir dakika sizi hemen salıyorum." dedi alay ederek.

"Senin salmana gerek kalmayacak." dedi ve bana dönerek göz kırptı. Ardından amcama baktı ve başını sağa doğru yatırdı. Amcam bir adım yana kaydı. Bense belimden dikkatleri amcam hareket ettiği için dağılırken belimden silahı çıkarttım ve konuşmayan sessizce ortalığı izleyen adamı alnından vurdum. Adamın dikkati artık tamamen dağılmıştı. Halam çabuklukla yerdeki silahı aldı ve amcama fırlattı. Amcam adam vurulan adama bakarken şah damarına nişan aldı ve bam. Kan suratına geldi.

OlağandışıWhere stories live. Discover now