31 - BABAMI BULUYOR MUYUM?

17 3 0
                                    

"Sen benim başıma bela mısın? Başıma bela mısın sen? Yaşın 18 senin farkında mısın? Bara gitmeye yaşın tutuyor olabilir ama bu gidebileceğin anlamına gelmez! Bıktım senin baş kaldırından bıktım!"

Gene kavga gene gürültü... Belki sorun bendeydi. Belkide gerçekten bendeydi. Ama kabullenmek istemiyordum. Psikolojik durumum yoktu. Annemden haberim yoktu. Başımda Emre vardı. Karşımda beni hiç gözünü kırpmadan vuran amcam. Arkamda Bade ve Cansel, sağımda halalarım.

"Bende senin beni düşünmemenden bıktım. Bir özür bile dilemedin. Anneni bulacağım bile demiyorsun bana. Varsa yoksa babam. Söylesene babamı bulacağın için harcadığın zamanın yüzde kaçını anneme harcadın? Söylesene? Beni kullanmak istediğini bilmiyor muyum sanıyorsun? Anlamadığımı, gerizekalı olduğumu mu düşünüyorsun? Aklın sıra beni kullanacaksın sonra da babama ulaşacaksın. Daha doğrusu beni kullanarak Emre'den bilgi aldın. Deri ceketine GPS ve dinleme cihazı yerleştirdin. Baktın yetmiyor bana 'Onun ağzını yokla' dedin. Gerçekten anlamayacak kadar mal mı gözüküyorum? Bilgisayarıma, telefonuma hatta saatime yerleştirdiğin, bazı ceketlerime koyduğun cihazları bilmiyor muyum? " dedim ve alayla güldüm.

Hepsi dönmüş bana bakıyordu. Halalarımın haberi yoktu sanırım çünkü bir bana bir ona şaşkınlıkla bakıyordular. Bade ve Cansel o kadarda şaşırmamışlardı sadece ona bakıyordular.

"Abi ne diyor? Ne takip cihazı ne kullanması?" dedi Ayça Halam.

Bana şaşkınlıkla bakıyordu bense ona gülümsememle. Aptal olduğumu sadece ergence hareketler yaptığımı düşünüyorlardı bugüne kadar. Bense aslında onların gördüğü gibi davranmaya çalışıyordum ama alttan alttan her şeyi biliyordum.

"Bize onu kullanmadığını söyle Ayhan!" dedi Ayda Halam lafa girerek.

Hiçbiri beklemiyordu ondan. Hepsi güvenmişti. Ben baştan güvenmiyordum ona. İstediğini veriyormuş gibi göründüm sadece. Ergen bir kızdım. Evet. Ama yaş olarak ergendim. Saçma sapan hareketler yapmazdım. Hep düşünerek konuşur, düşünerek hareket ederdim. Üçümüzde birbirimizi bulmuştuk. Grubun en düşünerek hareket edeni bendim. Duygularıma çok az uyardım.

Cansel ise sadece eğlenmeyi düşünürdü. Varsa yoksa eğlence arardı. Hayatı ciddiye almazdı. Son zamanlarda alıyor alabilirdi. Çünkü işler ciddiye bindiğinde ne kadar ciddi birisi olmasada işi ciddiye alırdı. Ciddi olunca onu tanıyamazdım.

Bade ise en karışık olanımızdı. Kafasına ne eserse onu yapardı. Sinirliyse ona dokunamazdık. Psikopata bağlardı. Eğlenceyi hep yanında tutardı. Sinirli olsa bile en küçük şeyi bile eğlenceye vurabilirdi.

Ama hiçbirimiz saçma ergen triplerine girmedik. Evet. Çok ayrı yönlerimiz vardı. Ama ortak yönlerimizde vardı.

"Abi söylesene!? Kullanmadım de. Ben yeğenime bu şerefsizliği yapmadım de!"

"Yapmadım daha. Ve ağzını toplasan iyi olacak Ayça." dedi. "Nasıl anladın? Normal bir kişi bunu başaramazdı. Anlayamazdı o cihazları."

"O, beni boşuna bilgisayar kurslarına yazdırmadı. Gitmek istemediğim o kursa beni boşuna yazdırmamış. O bilgisayar kursu normal değildi. Biliyordum."

"Söylesene bu zekayı nasıl annenden alabilirken annen abimle olmak gibi bir aptallığı yapıp ihanetten doğan bir çocuğu büyütebildi? Nasıl yüzüne bakabildi ortadan kaybolana kadar?" dedi. Acıttı.

"İhanetten doğan çocuk."
"Abimle olmak gibi bir aptallık..."

"Asel, o çok sevdiğin müzik ortamından çıksan bir hayata, gerçeklere, mi baksan? Nasıl fikir Zeytin?"

OlağandışıWhere stories live. Discover now