ÖZEL BÖLÜM -1

42 5 3
                                    

İyi ki doğdun ASEL. Nice mutlu yıllarına.. Sen benim ilk yazdığım karakter olmakla beraber ilk göz ağrımsın. Yaşayacağın zor günler olacak elbet ama sen yılmayacaksın çünkü sen Asel AKSOY'sun. Bazı kızlar babasının prensesi bazı kızlar annesinin güçlü savaşçısı olurmuş. Sen herkesin aksine babasının savaşçı kızısın. İyi ki doğdun Asel. Seni seviyorum... 💙

🌼

Cansel'lerden geldiğimde babam evde yoktu. Direk odama çıkmış,telefonumu şarja takmış, pijamalarımı giymiş yatağıma yatmıştım. Ve hemen uykuya dalmıştım. Okulu 31 Ağustosta açmış bugün resmi tatil vermişlerdi. Bir dakika ne? Dün 31 Ağustos muydu? Ee o zaman bugün benim doğum günümdü. Eskideki heyecanım kalmamış olsa bile yinede bir heyecanım vardı. Telefonumu şarjdan çıkardım ve saate baktım: 12.08. Saat 12'ye kadar uyumuş muydum? Pijamalarımı çıkarttım. Beyaz çiçek desenli kazağımı giydim. Altına siyah fazla kısa olmayan kot şortumu giydim. Kazağımın bir tarafını şortumun içine geçirdim. Diğer tarafını saldım. Saçlarımı yarım bağladım. Aşağıya inip babama bakmaya gidecektim ki babam seslendi.

"Aseel kızım bir gelir misin?"

Merdivenlerden inerken ayak sesleri duydum. Daha hızlı indim. Salon süslenmişti. Balonlar, kurdeleler... Samimi olduğum olmadığım kim varsa burdaydı. Bade ve Cansel en önde elerinde konfetiyle durmuş arkalarında da bir sürü kişi vardı. Bir anda konfetileri patlattılar. Korktuğum için ufak bir çığlık attım.

"İyi ki doğdun Asel"

O anda gözlerimden iki damla yaş aktı. Çok mutlu olduğumdan mı bilinmez umursamadım bile.

"Aaa ağlattık doğum günü çocuğunu oldu mu şimdi!?" dedi Helin gülerek. Birinci sınıf arkadaşımdı kendisi.

"Kız mutlu olman gerekiyor ne ağlıyorsun?" dedi Yasin. O da benim anaokulundan arkadaşımdı.

"Al bakalım pastadan sonra verecektim ama olsun bilirsin sabırsızım ben. İyi ki doğdun asabi" dedi Okan elindeki hediyeyi vererek. Kreşten arkadaşımdı ama hiçbir zaman aramızdaki bağı koparmamıştık. Bana "asabi" derdi hep ismimi kullanmazdı. Hediyeyi açtım. İçinden su saati çıktı. İki tarafında kalp vardı. İçinde bir kız salıncakta oturmuş elinde ise pankarta benzeyen bir şey vardı. Üstünde çok güzel bir yazıyla "ASEL " yazıyordu.

"Çok teşekkür ederim çok beğendim." dedim sarılarak.

"Nice mutlu yıllarına asabi kız!"

Ardından pastayı elinde tutan babam geldi. Pastayı ortaya koyduğu masaya bıraktı. Yanıma yaklaştı. İlk olarak sarıldı sonra gözlerinden yaşlar boşaldı.

"Baba ağlama ya beni de ağlatacaksın şimdi!" dedim yalancı bir sitemle.

"Güzeller güzelim sen hiç ağlama tamam mı? Hemde özellikle bugün. İnsan hiç doğum gününde ağlar mı? Ağlamaz. Bak şimdi. Sen doğduğun gün hemşire seni annene verir vermez annen ilk olarak boynundaki kolyeye bakarak "18 yaşına gelir gelmez sana bunu vereceğim cennet kokulum. Bu kolye anneannenden kaldı bana ona da annesinden. 18 yaşımda vermişti bana annem. Hoşgeldin bir tanem" demişti. Sana bunu o vermek isterdi ama olanları biliyorsun. Vermek nasip olmadı. Ama bugün 18'ine basıyorsun. " dedi ve elini pantolonunun cebine götürerek bir paket çıkarttı. "Al bir tanem bu artık senin. Boynundan tıpkı annen gibi kızın olunca o 18 yaşına basana kadar hiç çıkartma tamam mı?" dedi.

"Tamam baba. Söz veriyorum." dedim göz yaşlarımı silerek.

"Hadi ama pastayı keselim artık." dedi Bade.

OlağandışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin