15. Bölüm

27 4 0
                                    

Mesajları okuduktan sonra yatağıma uzandım. Telefonu komodine bıraktım. Bir sürü düşünce kapladı bir anda kafamın içini. Annem ne yapmış olabilirdi? Diğer hediyelerde de bir şeyler var mıydı acaba? Annemin ihanetini madem ben temizleyecektim bunu nasıl yapacaktım? Bilinç altıma tekrar biri girmeye yeltense buna nasıl karşı koyacaktım? Her şeyi bildiğimi çıkıp Emre'ye anlatsam ne olurdu?

Tekrar bildirim sesi geldi. Bu sefer gizli numaradan geldiğini düşündüğüm için telefonu sinirle elime aldım. Bildirim panelini aşağıya çekmeden direk uygulamaya girdim.

"Aa çok ayıp güzelim neden görüldü atıyorsun? Yakıştı mı şimdi sana?" Emre yazmıştı.

"Önemli bir mesaj vardı ona bakıyordum sonra sana yazacaktım ama unuttum." yazdım. Çevrimiçi değildi. 2 dakika boyunca mesaj sayfasında kaldım ve sonunda yazdı.

"Kimmiş bu önemli mesajı gönderen?" yazdı.

"Boşver. Sen niye numaramı almak için Cansel'i sıkıştırdın ki?" yazdım.

"Hiç ya öyle sadece okulda konuşuyoruz yetmiyor bana." dedi.

"Neden yetmiyor? Daha fazla çevremde dolanamıyor musun yoksa? Hani bilgi almak için dolanıyorsun ya alamayınca burdanda mı denemek istedin şansını?" yazdım ama göndermeden sildim.

Söylemeyecektim. Peşimde dolanmaya devam edecekti ve bende hiç bir şey çaktırmadan olayı tamamen öğrenecektim. Bunu gizli numaradan mesaj atan şahıs için yapmıyordum kendim için ve annemin suçu olmadığına inanmak için yapıyordum. Sadece bunun için.

"Anladım. " yazdım sadece. Aklımdan geçenleri yazmadım "anladım" demekle yetindim. İnterneti kapatıp telefonu geri komodine bıraktım.

Yatakta bir sağa bir sola döndüm. Olmadı gene uyku tutmuyordu. Tavanı izlemeye başladım. Birnevi hayal kurmaya başlamıştım aslında. Ondanbda sıkılınca yatağımdan doğrulup masama geçtim. Resim çizebilirdim belkide. Bir A4 kağıdı çıkarttım dosyamdan. Elime bir kurşun kalem aldım. Ne yapacaktım? Belki gene bir kuş çizebilirdim? Ya da bir manzara resmi? Ya da hazır hayatıma vampirler sayesinde biraz aksiyon gelmişken vampir mi çizseydim? Olabilirdi. İlk önce yüz hatlarını çizdim. Sonra büyük gözlerini çizdim. Saçlarını iki tane örgü mü yapsaydım at kuyruğu mu? Örgü daha cazip gelmişti. İki tanede örgü yaptım. Kulaklarına salkımlı bir küpe çizdim. Dudaklarını dolgun yaptım ve iki köşesinede sivri dişler çizdim. Burnuna küçük bir piercing yaptım. Örgülerinin arasından bir kaç tutamı dağılmış gibi yaptım. Yüzü tamamdı sırada vücudu vardı. Kollarını, bacaklarını çizdim. Eline zümrüt gibi bir yüzük yerleştirdim. Kot bir etek, beyaz göbeği hafif açık bir kazak ve kot bir ceket diye düşünerek kıyafetlerini çizdim. Ayakkabılarına gelmişti sıra. Siyah bot mu yoksa beyaz spor ayakkabı mı diye düşündüm. Beyaz spor ayakkabı çizdim. Bitmişti. Bir tek renklendirme kalmıştı. Boya kalemlerimi çıkarttım. Saçlarını turuncuya, dudaklarını bordo rengine gözlerini de kırmızıya boyadım. Kıyafetlerini az önce düşündüğüm gibi boyadım. Elindeki yüzüğü de yeşile boyadım. Fena gözükmüyordu. Boynuna tasma tarzında bir kolye çizdim. Ucunada yıldız ekledim.

Saat gece yarısına geliyordu. Zaman neden bu kadar hızlı geçiyordu? Boyalarımı topladım. Çizimim masanın üzerinde kaldı. Yatağıma doğru ilerledim. Gözlerimi kapattım. Ya o gün Emre'nin peşinden gitmeseydim? O zaman bunca şeyi bilebilir miydim? Gizli numaradan mesaj atan kişi dost muydu düşman mıydı? Beni nasıl izleyebiliyordu?

🌼

Uyandığımda okula gitmek istemiyordum. Ama yok yazılmaktansa zorla gitmeyi tercih ederdim. Her zamanki rutinimi tekrar ettim. Giyindim, elimi yüzümü yıkadım, yemeğimi yedim ve çıktım. Parkın orada Bade'yle Cansel'i bekledim. Gelince okula doğru ilerledik. Okula ulaşınca sınıfa çıktık. Emre bu sefer sınıftaydı. Üstelik arka sıralarda oturmamış benim sırama oturmuştu.

OlağandışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin