29. Bölüm

14 3 0
                                    

🌼

"Abi az önce ne dedin!?" diye bağırmaya başladı Ayça Halam.

Heyecanlıydı. Abisinden bir iz bulmuştu. Heyecanlıydı canının parçasından bir iz bulmuştu. Gözleri yaşarmış hem şaşkın hem korkuyla hemde sevinçle etrafına bakıyordu. Ayda Halam ise ağzı açık bir şekilde oturduğu tekli koltukta ağzı hafif açık bir şekilde ona bakıyordu. O ise ayaklarını hafifçe açmış koltukta oturuyordu. Ellerini ayaklarının arasındaki boşlukta birleştirmiş yüzü yere dönük bir şekildeydi. Ben ise ona nefretle bakarken yattığım yerden doğruldum. Kapıya yöneldim.

"Ne? Her bir olayda gidecek misin?" diye sordu. Alayla güldüm.

"Her bir olayda? Ne demek istiyorsun sen? Ya sen beni omzumdan vurdun omzumdan! Ölebilirdimde! Cinin irtidi cinin irtidi diyip diyip duruyorsun. Senin yaptığın şuan canımı yakmak değil mi ? E o zaman? Neyi tartışıyoruz? " dedim.

"Ben sadece kurt musun vampir m-" Sözünü kesiyordum ve sözünü kesince takındığı tavrından zevk alıyordum.

"Ben de çekip vuruyum mu seni? Vuruyum mu? Silahla vurmak ne ya? Bıçak olabilirdi. En basitinden elime çizik atabilirdin. İlla vurman mı gerekiyordu? Hadi diyelim olmadı. Düzelmedi hiçbir şey. Şu lanet olası çabucak yenilenme zımbırtısı olmadı. Öldüm gittim. Ne yapacaktın? Vicdan azabı çeker miydin? Yoksa gidip direkt helvamımı kavururdun?" Güvenmiyordum. Güvenimi kazanacak hiçbir şey yapmıyordu. Aksine daha fazla kırıyordu güvenimi.

"Asel... Yapma böyle o sadece vampir misin kurt musun onu öğrenmeye çalıştı." dedi Ayda Halam. Beklemezdim. Ondan beklemezdim. Tamam kardeşiydi ama bana zarar vermeye hakkı yoktu.

"Abla hakkı yok. Abi kusura bakma. Yaptığın şey çok kötü bir şey. Hayır vurduğunu geçtim pansuman yapmama izin vermedin." dedi Ayça Halam.

"İstediğiniz kadar atarlanın umrumda değil. Kurt olduğunu başka türlü anlayamazdım. Anladım. Devamı umrumda değil."

"Senden nefret ediyorum. Keşke çıkmasaydın karşıma. Keşke tanımasaydım seni. " dedim. Kapıyı açtım ve ayakkabımı giydim.

"Asel." dedi seslenerek.

"Ne var?"

"Bu koz işi için lazımsın. Ortadan kaybolma. Git nefes al, biraz açık havaya çık sonra gel. Planı anlatacağım."

Ona öyle bir baktım ki yüzünü hemen yere çevirdi. Beni kullandığını düşünmeye başlamıştım. Çünkü iş abisi olunca pamuk gibi bir adama dönüşüyor daha sonrası için umrumda bile olmuyordum. Kapıyı kapatmadan önce kulaklığım geldi aklıma. Onsuz şuan çıkamazdım. Ayakkabılarımın ayağımda olmasını umursamadan eve geçtim, üst kata çıktım. Kulaklık masanın üzerindeydi. Kulaklığı aldım ve odamdan çıktım. Dış kapıyı hızla kapatarak kendimi dışarı attım. Yaptığı şey çok saçmaydı. Bana bir şey olabilirdi. Ayrıca kurt muydum ben? Ama vampir olduğumu düşünüyordum. Ondan korktuğum için vampir olabilirim dememiştim. Hemen iyileşmişti ayağım. Peki neden omzum bu kadar geç iyileşmişti? Telefonumu cebimden çıkatttım ve kulaklığı taktım. Kulaklık her zamanki gibi zor bağlanıyordu. Olsundu hiç bağlanmamasından iyiydi. Kulaklık bağlanınca sesi yükselttim ve dinlemeye başladım.

Anlamadığım tek bir şey vardı. Amcamın neden çift karaktere sahip olması. Bir yanı bana iyi davranıyordu. Amcam olduğunu gösteriyordu. Bir yanı ise sanki dış kapının dış mandalıymışım gibi hissettiriyordu. Halalarım ayrı konuydu. Gerçekten onlarla yaşamada bir hata mı yapmıştım? Bunca yıldır babam dediğim adamı - Ömer'i - bulacaktım. Ona sormayı düşünüyordum.

Olağandışıजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें