Bölüm 11

1.8K 219 70
                                    

Hırsız olayından sonra bir süre Emir abimin bende kalmasına karar verdiğimiz için ekmeğime yağ sürülüyor diyebiliriz. Sabahın kör vakti kalkıp bugün Nehir'i almaya gelirken getirmesi gereken çiçeği alıp masaya bırakıyorum. Giymesi gereken eşyaları da ayarlıyorum. Saatinde gelmezse hakkımı helal etmeyeceğimi anlatan tiradım sonrası evden çıkıyorum.

Gideyim de en sevdiğim kuzenimi, canımın içini, bal tanemi evinden alayım. Arabayı müsait bir yere çekip Nehir'e mesaj atıyorum.

"Aşağıdayım." 07:06  

"İyi, orada kal." Teyzemin Evladı  07:06

Nasıl da tatlı, nasıl da komik? Belli ki sağından kalkmış, oh ne güzel(!). Nehir'in sevdiği bir şarkı bulayım bari. Cama aniden indirilen yumrukla sıçrıyorum. Elim damağımı bulunurken kapının kilidini açıyorum.

Söylemek istediklerimi yutup en Seda Sayan ses tonumla giriş yapıyorum, "Güüüü-naaaaay-dıııııın!"

Biraz neşeleniyor sonunda, gülerek cevaplıyor beni "Günaydın bacım."

"Nasılsın Nehir'im, ırmağım, can içim, ruh eşim?"

"Ben iyiyim de sen nasılsın?" Şüpheyle gözlerini dikiyor bana, önüme dönüp arabayı çalıştırıyorum.

"Bomba gibiyim ya." Daha çok canlı bomba ama sen şimdilik bunu bilmesen de olur balım.

"Bana söylemek istediğin bir şey olabilir mi peki?"

"Yooo, yok."

"İyi." O da önüne dönüyor, en sevdiği pastanenin önünde durana kadar hoparlörden gelen ses dışında çıt çıkmıyor arabanın içinde. El frenini çekmemle Nehir'in cırlaması bir oluyor.

"Hazal?.."

Aman iyi be, "Muhteşem bir plan yaptım, çok çok çok iyi bir plan. Yüzde doksan dokuz nokta dokuz başarıya ulaşacağız bence."

"Ve?"

"Ali'yi kıskandıracağız."

"Saçmalama, bu kadar prodüksiyon bunun için miydi? Evden almalar, sevdiğim şarkıları çalmalar, en sevdiğim pastaneden kruvasan almak istemeler... Boşa gitti güzelim, cık, oluru yok."

"Ya bir dinle be kızım. Vallahi çok bir şey yapmayacağız, daha doğrusu sen yapmayacaksın. Sen sadece Emir ile aynı arabaya binip gideceksin, gerisi bende. Lütfen?"

"Emir abiye de mi söyledin? Hazal!? Rezil ediyorsun insanı ya." Bu biraz kalbimi kırıyor, yalan yok. Ama çok üzgün olduğu için üzerinde durmuyorum.

"Abim yabancı mı Nehir? Lütfen."

"Hazal, hayır. Sür şu arabayı şirkete, kalbini kıracağım yoksa." Zaten kırdın.

"Sürmüyorum."

İkimiz de önümüze dönüp bekliyoruz bir süre. Sonra Nehir hafifçe bana dönüyor ama öyle şeytanca gülümsüyor ki, insan hiç söylenmemiş şeyleri duyabilir mi? Ben duyuyorum.

"Tamam, tek bir şartım var. Sen yaparsan ben de ne istersen yapacağım."

Bir süre sindirmem için bekliyor, cevap vermeyeceğimi bildiği için devam ediyor sonra.

"Sen Ömer Bey'e onu sevdiğini söylersen, ben de Ali için ne istiyorsan yaparım." Bu kadarını da beklemiyordum ama. Oops.

"Ama ben..." Sevmiyorum diyecek oluyorum, yemiyor.

"Hazal, yapamıyorsan yapamam de kuzen birbirimize yalanlar söylemeyelim şimdi." Yapamıyor muyum bir bakayım? Hiç istemiyorum ama bir yandan da ben yapmazsam sen yapmazsan kim evet diyecek bu adamlara. Ömer'i çok şık bir takımın içinde başkasına evet derken mi görüyorum, Allah yazdıysa bozsun. Yapıyorum lan, yapacağım!

Kuzeninizi Evlendirme Sanatı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now