Bölüm 28

1.4K 166 94
                                    

"Çift çizgi Hazal, gözümle gördüm. Hamile! Vallahi, hamile."

Karşımda kocaman sırıtan iki şapşal surata bakarken içimde yükselen mutluluğa hakim olamıyorum. Ay, bu duyduklarım gerçek olamaz ama. Gerçek olamayacak kadar güzel çünkü. Gözümden süzülen yaşlara mani olamazken kocaman bir sırıtmayla yanımda hafif bir gülümsemeyle bizi dinleyen Ömer'e dönüyorum.

"Hamile!"

Hafif tebessümü genişlerken başıyla usul usul onaylıyor beni, "Duydum güzelim, çok tebrik ederim."

Onun aksine ben söylediklerini onaylamak için hızlı hızlı sallıyorum başımı sonra elimdeki telefon ekranından bana bakan canımın içlerine geri dönüyorum, e ama bunlar dört olmuş!

"Hazal, benim kardeşim olacak! Abi oluyorum ki artık ben! Hem de kocaman!"

Emre abim dayanamayıp Ege'nin yanağından kocaman bir öpücük çalıyor, "Evet, babacığım!" Eh, ikinci kez baba olan bu adam coşkusunda çok haklıdır ama.

"Aşkım benim, duydum ki! Çok tebrik ederim bebeğim, aferin sana!"

"Bir de kardeşimi çok seveceğim bebeğim, ama senden çok sevmem üzülme."

Allah'ım bunun bir tanesi bile yeteri kadar tatlı değilmiş gibi bir de ikinciyi gönderiyorsun sen şimdi bize. Mucize denilen şey bu değilse, nedir?

"Sevebilirsin bebeğim, onu çok çok, en çok sevebilirsin. Ben de ikinizi de çok çok seveceğim!"

Başını hafifçe sağa eğip dudaklarını büküyor, kara civcivim. Minik elinin iki parmağını birbirine yaklaştırırken soruyor,

"Ama beni birazcık daha çok değil mi, Hazal?"

Ben de onun gibi elimle işaret ediyorum birazcığı, "Çok azıcık ama, anlaştık mı?"

"Annaştık!"

Fırlayıp giden Ege'yle nihayet tebriklerin asıl sahibi, yengelerin yengesi; beni ikinci kez hala yapan, bana yeniden şarkılar söyleten kadın Serap'a dönüyorum,

"Kız, senin yoluna paspas olalım be! Öl de ölelim, dünyanın en güzel annesi. Çok tebrik ederim!"

Önce hafifçe kıpırdanıyor, utandı bizim gelin, sonra kıkırtıları arasından laf yetiştiriyor bana.

"Deli! İyi ki varsın, senden daha iyi bir hala düşünemiyorum bile."

Emre abim oyuncu bir tavırla giriyor hemen aramıza, "Yavrum, bir karışıklık oldu sanırım. Bu aileden aşık olduğun tek kişi hala benim diye umuyorum."

Tek omzunu silkip saçlarını savuruyor Serap, "Bilemiyorum hayatım, serbest rekabet piyasası sonuçta."

"Hayda!"

Kahkahalarımı tutamıyorum artık, öyle mutluyum ki! Ömer ile yine bakışlarımız kesişiyor, bu kez dışarıda kalmıyor o da kadraja girmek için yanıma geliyor. Belimden sarılıp bizi iyice yaklaştırırken nazik bir selam veriyor önce bizimkilere. Hemen peşinden ilettiği naif tebrikleri ile toparlanıyor eski taze anne ve baba adayımız. Bıraksalar sonsuza kadar mutluluklarını izlerim ama üzerimize dönen bakışlar ve duyduğum yorumlar Barcelona'da bir sokağın ortasında olduğumuzu hatırlatıyor bana. Zor da olsa vedalaşıp kapatıyoruz telefonu. Ay ama hamile! Allah'ım hamile, hala oluyorum!

Muhtemelen biraz sakinleştiğimi düşünen sevgilime dönüp aniden sarılırken sesimin ayarlarını da normale çekemeyince, zavallım zor yakalıyor beni.

"Ömer, ben yine hala oluyorum!"

Neyse ki çabuk adapte oluyor, beni sıkıca sararken neşeli bir sesle de yanıtlıyor.

Kuzeninizi Evlendirme Sanatı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now