Bölüm 13

1.8K 213 70
                                    

"Bak burası en güzel yeri Melek." derken heyecanla kıpırdanıyorum.

"Kaç kere dinledin Hazal, Allah aşkına?" Halime gülen Melek'e omuz silkiyorum sadece. Hayatıma bir arka fon seçebilsem bu hikayeyi tekrara koyarım ben, sen daha neyi soruyorsun be Melek'im?

"Çok kere dinledim, her anlatıldığında dinlemeye de gönüllüyüm. Hadi devam et Nehir."

"Benlik bir şey yok Melek, bu bölümde hanımefendi övüldüğü için böyle. Yanlış anlama sakın. Neyse, sonra bu kadarını kimin yapabileceğini tahmin ediyorum zaten dedi. İkimiz aynı anda Hazal diyip güldük falan. Ben biraz utandım tabi, utanması gerekenler utanmadığı için." Aaa, imayla bana göz mü süzüyor o? Ayıp.

Cevap vermek yerine koluna bir cimcik atıyorum. Abartıyla orayı ovuşturuyor, biz yemeyince devam ediyor Nehir hanım. "Tamam ya, şakaydı sadece. Hazal'a bir ömür duacı olacağını söyledi. O olmasa nikahıma itiraz etmek zorunda bile kalabilirmiş, Allah korusun." O kadar doğru ki, yani bunları iltifat bile saymamak lazım aslında. Bilimsel gerçeklerdir bunlar. Yine de kendini bilmen de güzel tabi enişteciğim. Kendini bilmen, Nehir'i sevmen. Çok güzel şeyler bunlar. Şu konuştuğumuz, tartıştığımız şeylerin güzelliğine bak. Allah'ım çok şükür!

"Ya bizim Ali'ye bak sen. Hazal, helal olsun kızım sana! Mecnun ettin adamı." dedikten sonra sırtıma birkaç kez vuruyor Melek. Söyledikleri ile karşılıklı bir kahkaha patlatıyoruz.

"Ayıpsın bebeğim." Havalı bir şekilde göz kırpmaya çalışıyorum, oluyordur inşallah.

"Aloo! Esas kız burada yalnız." diyen Nehir'e yalandan gülüyorum sadece. Şimdi oraya hiç girmeyelim istersen teyzemin evladı. Belim çatladı benim burada.

"Eee, şimdi hafta sonu Ali'yle mi geliyorsun sen yemeğe?" diyerek olası bir laf dalaşını önlüyor Melek. Ama bu da apayrı bir tartışma konusudur. Ne demek Ali? E ben?

"Yok, yani konuşmadık henüz ama. Biz Hazal ile geliriz, orada birlikteyiz zaten ne gerek var?" Bana da güven verircesine gülümsüyor. Ama böyle de olmaz. Çiçeği burnunda bir çifte de nasıl kıyayım? Bizzat o çiçeğin tohumlarını ekmiş biri olarak hem de.

"Öyle yapma sen ilk günden şimdi balım. Biz Melek ile geliriz?" derken hafif bir duraksıyorum, Melek hızla başını sallıyor.

"Aynen."

Melek'ten de onayı alınca yürüyorum. "Sen Ali'yle gel, onunla da dönersin teklif ederse. Ki eder, etsin bir zahmet."

"Cık, olmaz öyle." Ay delirtecek beni.

"Konu tartışmaya kapandı kuzen. Sen beni satıyorsun, ama bu kez satmazsan şerefsizsin. Keyfimi kaçırma benim, lütfen."

Melek gülüyor, Nehir de gülerek "Deli!" diyor sadece. Bunu bir evet kabul ediyorum.

"Hadi gidelim de çalışalım, yürüyün."

*

"Ben çıkıyorum yalnız kuş. Pazar günü sevgilimden güzel olma, bozuşuruz." diyen Alp ile gözlerimi siyah ekrandan koparıyorum. Gülümseyen suratı karşısında ben de sırıtıyorum.

"Denerim ama zor be güzelim."

Kahkahaları arasından cevaplıyor beni Alp, "Allah seni alacak adama sabır versin kızım. İşi çok zor."

"Hadi çıkmıyor muydun sen Alp? Boş yapmayalım, lütfen."

Geçerken yanağımdan makas alıyor, "Tamam tamam, demedik bir şey. Hadi sen de çık artık."

"Nehir'i bekliyorum, çıkarız birazdan."

"Okay o zaman, gittim ben."

"Görüşürüz!"

Kuzeninizi Evlendirme Sanatı (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin