"Sırların zinciri koptu
Bedel kanla yazıldı
Yükselmek için yeniden doğdu
Yıkımın kıvılcımları dört bir yana savruldu."
*
Tanrıça tahtına kuruldu, kanını akıttı ve yalnızca sustu.
Topraktan doğan bir Kan Avcısı, kanına yazılan kutsal kaderde...
I came here to march with giants To break myself of my own demons A thousand feet below See people that I know I gave my own blood To keep the peace before the flood
⚔️
Selam biriciklerim!
Oy ve yorumlarınızla desteklemeyi unutmayın✨
Bölüm sonu uyarısı! Yürek yakar, beyin yakar!
Keyifli okumalar✨
Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.
"Şimdi kanalizasyon ağlarının varlığına inanıyor musun Kael?"
Gözün gözü görmediği yalnızca meşalelerin adımlarını aydınlatmaya yettiği Merkez Xathmoran kanalizasyonunun uçsuz bucaksız tünellerinden birinde, iblisini kontrol altında tutmaya çalışarak fısıldıyordu Alcard Rhyvar Zaolyen. İblisi, cehennemin en son katına hapsedilmeye razı gibiydi bu bok çukurunda nefes almaktansa.
Kael, neredeyse bileklerini geçen lağım suyunun tek bir damlasını bile üzerine sıçratmamaya özen göstererek yavaş yavaş yürüyordu. Elindeki ateşi cılız meşaleyi havada tutuyordu ki, ayaklarının altındaki sudan ve aşınmış taş zemine yapışıp kalmış cisimlerin ne olduğunu göremesin. Gözlerini kapatıp, ağzından nefes alarak homurdandı. Bir kere, yalnızca bir kere burnundan nefes çekme hatasına düşmüşlerdi... Ve o kişi, aralarında belki de en iyi koku alma yeteneğine sahip olan Violet'dı. Kız, dakikalarca öğürmekten helak olmuştu. Tanrı Taavirnor'ın Suretleri eşsiz koku alma becerilerine her zaman minnettar kalamıyordu maalesef...
"Bunların hiçbiri gerçek değil... Gerçek değil... Gece yarısı, yatağımdayım ve muazzam kokan meyveleri tadını çıkararak yiyorum. Ayaklarım sidiğin ya da başka lanet şeylerin içinde yüzmüyor..."
Biraz arkalardan zalim bir kahkaha, tavanı en fazla iki metre aralıklı eğimli kemerlerle kaplı tünelin içinde yankılandı. "Mızmızlanma melezcik. Daha beter şartlar altında bulunmuştuk."
Kael siyah gözlerini açıp, grubun başında; hemen önünde ilerleyen Rhyvar'ın adımlarını takip etti. O herhangi bir pisliğin üzerine basarsa Kael hemen kaçacaktı. Violet'ın alayına gözlerini devirirken, alçak tünelin bir tavan kemerine daha yaklaştıklarında sırtında asılı duran yayının başını tutup eğdi, hiçbir yere değmek istemiyordu. "Bundan daha beter hiçbir yer yok, inan bana."
Violet'ın arkasından bir kahkaha daha duyuldu. Bu Viedor'un itici mavi gözlere sahip ikiz korumalarından Liliana'ydı. "Ben bir yer biliyorum..."
