*17.Bölüm: ÖLÜMDEN DOĞANLAR

438 56 135
                                    

"Ölümden Doğanlar"

I can hear the sound of a heart beat
Before it calls out
Won't ever leave my memory
Of bloodshed all around

⚔️

Selamlarrrrr!

Bu bölüm tanıdık ve ummadığımız bir yüzle karşılaşacağız...

Oy ve yorumlarınızla desteklemeyi unutmayın

Keyifli okumalar!

Keyifli okumalar!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

***

Denizlerin ve dağların ötesindeki yurdundan gelen, çaresiz bir aşığım. Kötülük nedir bilmeyen, içine sevgiden ve Sonsuz Tanrı'nın ışığından başka hiçbir şey sığdırmamış kalbimi sana sunuyorum. Ah, ak kalplerin sahibesi... Al onu benden karşılığında dokuz kalbinden birini bağışla. Sonsuz bir takas olsun, anlaşmamız böyle bilinsin. Sana soruyorum Dokuz Kalp'in Taşıyıcısı hatta sana yalvarıyorum. Sevdiğimi kurtarmak için kendimi kurban etmeme izin verecek misin?

Annarithel, karanlığa gömülmüş bir salondaydı. Her koltuğun arasına yerleştirilmiş uzun ince sütunların üzerindeki cılız mumların gözyaşlarını ortaya serdiği müzayede salonunun ortasında, yerlere yatmış oyuncuya baktı. Arkalardaki koltuğuna kusmama dürtüsüyle gömülmüş, dudaklarını büzerek yanındaki Leoraan'e doğru eğilmişti. "İnan bana Callidus bile daha inandırıcı oynardı."

Leoraan, salondaki insanların bu rezilliğe nasıl katlandıklarını ve gözyaşı döktüklerini anlamayarak ve onlar yerine utanarak kaşlarını çatmış, başını iki yana sallıyordu. Dirseğini yasladığı kolçağa yüklenerek Annarithel'a fısıldadı. "Tüm zehrim çekilmiş gibi hissediyorum..." Hıçkırıklar yükseldiğinde gözlerini kısarak daha iyi görmek için öne doğru büküldü. "O sahiden ağlıyor mu? Ikınıyormuş gibi duruyor."

Öyle olsun Dokuz Kalp Canavarı. Sonsuz takas olmasın, anlaşma unutulsun. Sevdiğim için dokuz kalbini birden sökeceğim. Al gardını, savur günahlarını adil bir dövüş olsun.

"Ah," diye şaşkın bir ses çıkardı Annarithel. Elindeki tahta kılıçla boşluğa darbeler savurup, sanki birini deşiyormuş gibi sesler çıkarıyordu adam. "Gerçek bir kahramanmış, bir kalbi vermiyorsa canavarı öldürüp hepsini almış. Tam benlik bir eş olacağı gerçeğini inkâr edemezsin."

Leoraan kıkırdadı.  "Eğer sen o adamın eşi olsaydın, sırf ağlamasını duymamak için çabucak ölmeyi isterdin."

Annarithel gülümsediğinde dudaklarındaki koyu kahve boyanın arasından dişleri parladı. Leoraan'in gülümsemesi kadının yüzündeki ifadeye bakarken hüzünle soldu. Kılık değiştirmek için taktığı siyah uzun peruğu, ince camlı gözlüklerini ve gösterişli bir elbise kadar şık beyaz takımlarını süzdü. Kendisi de pudrayla teninin rengini insanileştirmiş, tırnaklarını gizlemek için deri eldiven, kulaklarını gizlemek için de üçgen bir şapka takmıştı. Ne kadar sıradan görünebilirse o kadar sıradan görünüyorlardı.

Zalim Ruhların Dansı (Kanın Şarkısı Serisi 2)Where stories live. Discover now