30. Bölüm:YARIM KALAN BİR SAVAŞ

338 50 77
                                    


"Yarım Kalan Bir Savaş"

You all are the same
You're just another goin' up in the flames
And if I'm gon' die in the fight
It'll be while I am bringing you down to the grave

You all are the sameYou're just another goin' up in the flamesAnd if I'm gon' die in the fightIt'll be while I am bringing you down to the grave

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

  Hiçliğin ortasından çekilişine tek bir göz kırpışı yetmişti. Yeniden kendi bedenine, zihnine, ruhuna ve gözlerine kavuştuğunu idrak edemiyordu ama. İstila edilmiş, parçalanmış ve geriye bir toz parçası bile kalmamış bir kale gibi hissediyordu kendini. Tükenmiş, yorulmuş ve savaşamayacak kadar güçsüz. Kalbinin attığını anlayamayacak kadar kaybolmuş.

Elysthram işkence odasını kırıp geçmiş, gerçek bir kargaşa yaratmıştı. Şimdi ise yeni bir kargaşa yaratarak etrafa saçtığı ne varsa geriye çekiyordu. Rüzgâr taşa doğru akıyor, büyüsünü bir kara delik gibi emiyor ve içinden taşıp yeri sırıl sıklam etmiş kan damlalarını küçük keskin kristaller gibi içine topluyordu. Odadaki herkes bir yere sığınmaya bedenini herhangi bir şeyin ardına saklamaya çalışıyordu.

Annarithel Orvira bir et parçası gibi yüzü koyun yatarken, ciğerlerine işkence eden nefesiyle ağzından ve burnundan akıp göle dönüşmüş kanı titretiyordu. Bıçaklara dönüşmüş kan damlalarının taşa çekilirken bacaklarını ve kollarını kestiğine emindi, tüm bedenini parçalayabilirlerdi, hiçbir şey hissetmiyordu çünkü.

Rhyvar odanın bir ucundan yerde sürünerek Annarithel'a yaklaşmıştı. Hiçbir güç ona ulaşmasını engelleyemezdi kız bunu biliyordu. İblis pençelerini taş zemine saplaya saplaya yanına geldi. Odanın içindeki fırtına öyle şiddetliydi ki, taş iblisini ve ruhunu içinden koparmakla tehdit ediyordu.

Sisli pençeler önce ayak bileğini kavradı Annarithel'ın. Hırlayışını ve boğuk sesini duyabiliyordu. Beline sarılıp, siyah sicimler saçılan gövdesini üzerine kapattığında hâlâ Rhyvar'a bakmıyordu. Onu kollarının arasında sarmalayıp, saçlarını ve yanaklarını çıldırmış gibi okşarken, bir şeyi olup olmadığını kontrol ederken bile görmüyordu adamı. Çünkü Annarithel, tam karşısına, gözlerini Elysthram'ın hiddetinden ayırmadan doğrulmaya çalışan Kael'e dikmişti.

Elysthram tüm büyüyü içine hapsettiğinde oda kısa bir süreliğine sessizliğe büründü. Kan damlaları yok oldu, fırtına dindi. Taş son bir kez kapalı gözleri bile eritmeye yetecek kadar parlak bir ışık saçarken yer zangırdamaya başladı. Rhyvar, Annarithel'ın üzerine hızla kapandı.

Taş, zeminden arta kalan parçaları bile yerinden kaldıracak bir kuvvetle enerji patlamasını saldığında Rhyvar darbeyi sırtına yedi ve Annarithel'ın arkasına savruldu.

Zaman yavaşladı ya da aklının kontrolünü yitirmiş Annarithel'a öyle geldi. Taş yavaşça yere düşmeye başlarken, boşlukta ince uzun kara bir yarık açıldı. Kalınlığı ya da ağırlığı yoktu öylece havada süzülüyordu. Genişlemeye başladığında içinden kızıl-siyah dumanlar saçılmaya başladı.

Zalim Ruhların Dansı (Kanın Şarkısı Serisi 2)Where stories live. Discover now