37. Bölüm: EŞ YAZGILAR

421 43 143
                                    

"Eş Yazgılar"

 Hanın en alt katlarındaki, bir zamanlar muhtemelen erzak deposu olarak kullanılan geniş mahzende bir şenlik havası vardı

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Hanın en alt katlarındaki, bir zamanlar muhtemelen erzak deposu olarak kullanılan geniş mahzende bir şenlik havası vardı. Diyarın belki de en ölümcül hane fertlerinden olan dostlarını bir odaya kapatsa görmeyi bekleyeceği son manzara bu olurdu. Yeni oyuncaklarını birbirlerine gösteren haşarı çocuklar gibilerdi. Tek fark oyuncaklarının nesillerdir uykuda olan büyüleri olmasıydı.

Büyü yasağının kalktığını ve büyünün izinin sürülemediğini kendi gözleriyle gördükten sonra bunu bir sır gibi aralarında saklama kararı almışlardı. Diğer Birlik üyeleri ve insanlar dedikoduları duyduysa bile gerçekleri Thallieos öğrendiği vakit bileceklerdi. Eğer şimdi onlara artık büyü yapabileceklerini söylerlerse, nahoş olaylar yaşanabilirdi.

Hepsinden buram buram fışkıran büyü kokusu Annarithel'ın burnunun direğini sızlatıyor ve gözlerini yaşartıyordu. Hanın koridorlarına kadar taşmaması için Element Ustaları Hanesi'nden bir Toprak Ustası olan Roenya, seve seve ilk gönüllü olarak mahzene iki ayrı uçtan uzanan merdivenlerin kapılarını, zemindeki topraktan ördüğü kalın bir duvarla kapatmıştı. Birkaç deneme yeterli olmuştu çünkü hayatında hiç büyü yapmamış olsa bile hane fertlerinin güçleri kanlarına ve ruhlarına kazınmıştı. Onların bir parçası, hatta benlikleriydi. Çetrefilli büyüler elbette çalışma gerektirirdi ancak basit olanları birkaç parmak hareketine ve yürekten bir isteğe bakıyordu.

Malissa, Yalancı ve Vaoryn büyülerine istedikleri an hiçbir kaygı olmadan erişebilen melezler oldukları için bir köşede sohbet ediyorlardı. Kızlar Vaoryn'in Empat doğasından epey etkilenmiş gibi durmadan kıkırdıyorlardı. Eh, Vaoryn'in çekici tüm özellikleri bir yana epey de yakışıklı olduğu ortadaydı ama Annarithel içten içe kızları uyarmak istiyordu. Onun zaten ömrünü adadığı ve elinde olsa daha fazlasını vereceği bir aşığı vardı. Helena. İnsan kızı, geldiğinden beri hiç görmemişti.

Zaashira da bir melezdi, büyülerini denemesine gerek yoktu ancak Jade ve Jadleen'e yardımcı olma bahanesiyle tanrısı Zionais gibi bir gölge olan Jade'in yanından ayrılmıyordu. Zaashira Jade'in gölge büyüsünü mavi gözlerinde hayranlıkla izlerken, kadın da turuncu saçlarını cilveli bir edayla savurarak ona gülümsüyordu. Ah, aralarındaki o kıvılcımların kokusunu bile alabiliyordu Annarithel. Zaashira ikizlere ok olmayan oklarını ve hançer olmayan şeffaf hançerlerini kolayca savuşturabilecekleri bir hızla yağdırırken ikizler de ışık ve karanlık kalkanlarıyla darbelerini karşıladıklarında herkesin gözleri kamaşıyordu. Tutulma ikizleri... Birlikte, muazzam bir güç kapasitesine ulaşabiliyorlardı. Belki de tüm hanelerin kıçını tekmeleyebilecek bir büyü dalgası...

Violet ahşap sütunların arkasında kalan gölgelerde, çıplak bir vaziyette-Şekil Değiştirenler çıplaklarından asla ve asla çekinmezlerdi- Callidus ve Bepthis'i esir almış, amcası Harold ona öterek talimatlar verirken hayvanların kisvesine bürünmeye çalışıyordu. Ne yazık ki Harold büyü özgürlüğünden payını alamıyordu, o kadar uzun zamandır kuş bedenindeydi ki gerçek halinin neye benzediğini hatıralarından çekip alamıyor ve bedenine geri dönemiyordu.

Zalim Ruhların Dansı (Kanın Şarkısı Serisi 2)Where stories live. Discover now