32.Bölüm: KANIN ŞARKISI ASLA SUSMAZ

432 47 78
                                    

"Kanın Şarkısı Asla Susmaz"

"Kanın Şarkısı Asla Susmaz"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🩸

Sessizliğin uğultusuna, hiçbir ruhun kulaklarını tıkayamayacağı ezgiler dolanmaya başladı. Karanlığın kendine has şavkı, cazibesine karşı koyamadığı bir çağrı yaptı.

Çıplak ayakları ıslak toprakla buluştuğunda, bedenindeki ve zihninin ücra köşelerinde büyüdükçe büyüyen tüm acılar sanki güneşin dağıttığı karabulutlar gibi saçılmaya başladı.

Gülümsedi, bu hissi benimseyebilirdi.

Ellerinden tuttular, usul usul çektiler. Ona huzurun şarkısını söylediler.

Tabanları, soğukluğu yakıcı suya değdiğinde irkilmedi bile. Onu davet ettiler o da ilerledi. Su göbeğine yükseldiğinde şarkı öyle bir coşkuya koştu ki, yitip giden ve asla şahit olamadığı gerçek Kan Avcısı ayinlerini hatırlattı ona.

Su onu yuttuğunda sanki yüreğini de doldurmuştu. Tüm karanlığı, kiri ve kanı süpürmüş ona karşı koyamadığı bir teklif yapmıştı.

Gel benimle, bitsin her şey, hak ettiğin mutluluk alsın yerini

Karanlık öbeğinin orta yerinde yeşeren ışığı gördüğünde büyük bir şevkle adımını attı. Eski bir dostu selamlıyormuş gibi kucakladı.

Ayakları yerden kesildiğinde, sakin rüzgârların arasında bir yaprak parçasıymış gibi havada süzüldüğünü biliyordu. Kar beyazı saçları tepe taklak duruyormuş gibi başının üstüne doğru dalgalanıyordu. Zihninde rahatsız etmeyen bir basınç vardı ama o basınç yüzünden etrafındaki her şey titreşiyordu.

Karşısındaki pencere çok tanıdık geliyordu. Ardındaki büyüleyici ama cansız söğüt ağaçlarını bir yerlerde gördüğünü hatırlıyordu. Sanki siyah beyazdan ibaret salkımların arasında daha önce yürümüştü.

Kitaplar, bulunduğu oda kitaplarla doluydu. Sanki diyarın merkezindeki bir kütüphaneydi.

Bir kitap yere düştü. Patlayan gürültü, kafasının içinde bir çan sesi gibi yankılandı. Sanki her yerden geliyordu.

"Annarithel..."

Bu ses tüm gürültüyü dağıttı. Kız, başını hızla soluna çevirmek istese de bedeni fazlasıyla yavaş hareket etti.

Beyaz uzun saçları, beyaz cüppesi olan yaşlıca bir adam kocaman açılmış uhrevi gri gözleriyle ona bakıyordu. Kız, bu adamı tanıyordu. O bu odayı biliyordu. Önünde dikildiği pencereyi ve pencereden izlediği ormanı.

Farkındalık, taşan bir sel gibi akın akın doldu içine.

Gözleri bir korkuyla büyüdü.

"Rehber," diyerek dudaklarını oynattığında nefes alamadığını fark etti.

Zalim Ruhların Dansı (Kanın Şarkısı Serisi 2)Where stories live. Discover now