26.Bölüm: ÖLÜMÜ ALDATMAK

373 54 78
                                    

"Ölümü Aldatmak"

Voices fade
Angels sing their songs
They call me out by name
Kings and queens are falling
I'm the one to blame

Voices fadeAngels sing their songsThey call me out by nameKings and queens are fallingI'm the one to blame

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Zehir zemberek bir his tüm bedeninde dolaşıyordu. Sadece aynı kâbusu görmeye başladığı ilk zamanlarda zihni ona acayip oyunlar oynardı. Acizliği ve umutsuzluğu dibine kadar hissetmesine müsaade ederdi kâbusu ama tensel hiçbir duyusuna kolay kolay erişemezdi. Çarpık görüntüler sunar, onu yola getirmeye çalışır bir oyunun içinde olduğunu bildiği halde kâbusu gerçekten acıyı hissetmeden onu uyandırmazdı.

Uykusunda dolaştığı yerlere kâbusun devamı eklenene kadar.

Kızılca kıyametin koptuğu, bir canavarın midesindeymiş, açık ağzını görebiliyormuş gibi duran kraterde belirene kadar.

Kaldı ki hislerini tarif etmesi çok daha güçtü. Elleri kızıl toprağa gömülü halde kraterde belireli bir süre olmuştu. Gölgeler serbestçe ağaçların arasında dolanıyor, fısıldaşıyor ama yakınlaşmıyorlardı. Annarithel da nihayet uyanacağı zaman gelene kadar onu izliyordu.

Ama bu lanet oyundan gerçekten çok sıkılmıştı.

"Sadece ölüp gidemediniz değil mi?" diye homurdandı. Sonra bir kaçık gibi sorusunu kendi kendisine mırıldanarak yanıtladı. "Doğru, gidemiyorsunuz." Gözlerini pörtletti. "Ama neden?"

Gölge siluetler, sigara dumanı gibi yalnızca yerlerinde dalgalanmaktan başka bir şey yapmıyordu. Birden beliren siluet toprağın altında bir toprak canavarı gibi kayıp aralarından geçtiğinde kenara çekildiler sadece. Annarithel onun, diğerlerinden farklı olduğunu anlıyordu. Sanki bir şekilde ondan çekiniyorlardı. Kötücül oyunlarına dâhil olmayı reddedip, dışlanan o küçük çocuklar gibiydi.

Elbette bir çocuk değildi.

Rigel'dı.

Diğerleri bazen kızıla taşan çarpık kisvelere sahip oluyorsa da Rigel hep o şekilde beliriyordu.

"Ah, işte favori ruhum geldi," dedi Annarithel dişlerini sıkarak.

Rigel'ın içsel bir rüzgâra kapılmış kızıl dumanları andıran hatları yerden yükseldi ama yaklaşamadan bir şeye tosladı. Annarithel gözlerini kıstı. Çarpabileceği herhangi bir şey yoktu. Ama yaklaşamıyordu. Zihninin bir savunma mekanizması olabilirdi.

Rigel'ın olmayan ağzını oynattığı, yalnızca dış hatları belli yüzünün kıpırtısından belli oluyordu.

Aralarında ansızın beliren bedenle Annarithel geriye sıçrar gibi oldu ama bilekleri henüz topraktan ayrılmamıştı. Rigel görünmez bir duvarı aşmak ister gibi yumruklarını indiriyordu önündeki bedenin arkasından.

Zalim Ruhların Dansı (Kanın Şarkısı Serisi 2)Where stories live. Discover now