Bölüm 40 "Güvensizlik"

511 61 9
                                    

Bölüm playlist; #zara larsson - uncover
#eurielle - carry me


BÖLÜM 40 "Güvensizlik"


Efsun, şaşkınlıkla karşısında duran Ekin'e bakmıştı. Hemen ardından ise kapıyı hala tutmakta olan bir diğer kadın dikkatini çekmişti. Geçen sefer geldiğinde gördüğü kadındı fakat bu sefer hiçte sıcakkanlı durmuyordu. Daha ne olduğunu soramadan Ekin tekrardan kendisine seslenmişti.

 "Burada ne işin var?"

 "Sadece uğramak istemiştim. Sen neden buradasın?"

"Ekin Hanım gitmek üzereydi."

Koyu şarap kızılı saçlı kadın sert bir dille aslında Ekin'e gitmesi gerektiğini belli ederken genç kadın sinirle bir nefes almıştı. "Evet, ben de tam çıkmak üzereydim. Seni gördüğüm iyi oldu aslında, konuşmak istiyordum."

"Benimle mi?"

"Evet, eğer önemli bir işin yoksa beraber geçelim mi?"

Efsun ilk önce reddetmeyi düşünmüş ancak kütüphanede aslında çokta önemli bir işi olmadığı düşüncesi ağır basınca Ekin'in teklifini onaylamıştı.

"Olur."

"İyi günler dilerim hocam" demişti Ekin sesindeki bariz sertlik duyulurken. "Hadi gidelim tatlım."

Ekin, Efsun'un koluna girip merdivenlerden inmeye başlarken kendi kendine söylenip duruyordu:

"Ne vardı yani o gün olanları anlatsa? Ya da bana değil de polise konuşsa? Azıcıkta olsa yardım etse? Eline mi yapışırdı? Off!"

"Yanılıyor olabilirim ama bence yanılmıyorum ki; bunun dava ile bir ilgisi mi var?"

Ekin bir an için duraksayıp yeni tanıştığı arkadaşına bakmıştı. Olayın dava ile ilgili olması bir yana, konuşma tarzı hatta tavrı bile ona Melisa ile konuşuyormuş gibi hissettirmişti. Fakat bu düşünceden hızla kendini çekti, bu şekilde düşünerek en çok kendine zarar verdiğinin farkındaydı ve şu an en çok güçlü olması gereken zamandı. En yakın arkadaşını savunacak ve bütün herkese onun masum olduğunu kanıtlayacaktı.

"Evet, onunla alakalı ama sen nereden biliyorsun?"

"Sabah Alp abinin babası ve babamın konuşmasına bütün ailecek kulak misafiri olduk biraz."

"Anlıyorum" demişti Ekin. Sonradan fark ettiği ayrıntı ile yüzünde bir gülümseme oluşmuştu. "Sen Alp'e abi mi diyorsun yani?"

"Dememeli miyim?"

"Bana ne diyorsun?"

Efsun, genç kadının ne kadar saçma bir soru sorduğunu belli edercesine suratına bakmıştı. "Ekin?"

"Alp ile aynı yaşta olduğumu hatırlatmama gerek var mı?"

"Ama sana Ekin dememi sen istemiştin."

"Zaten bana abla de, demiyorum. Alp'e de abi deme, diyorum."

"Bilmiyorum..."

"Efsuncuğum, sen her şeye karşı hep böyle mi davranacaksın? Biraz yeniliğe açık ol lütfen."

"Pekâlâ" demişti genç kadın. Karşısındakinin inadıyla başa çıkamayacağını tanıştıkları ilk anda fark etmişti. "Öyle olsun."

"Kahve içer misin?"

"Olabilir."

"O halde seni çok sevdiğim bir yere götüreceğim. Kahvelerine bayılacaksın!"

YEDİ SANİYEWhere stories live. Discover now