Bölüm 32 "Efsunlu Bir Anı"

2.5K 129 50
                                    

Medya; Calla Zambakları
Bölüm şarkıları; LP - Forever for Now
Katy Perry - Unconditionally


BÖLÜM 32 "Efsunlu Bir Anı"


  Bazen zaman, su gibi akar gider. Aslında akan giden zaman değildir; yaşamlarımızdır. Zaman her gün nasıl ilerliyorsa aynıydı aslında; ne hızlı ne de yavaş. Ancak zamanın içinde yavaş ya da hızlı yaşayan bizlerdik. Farkına varmazdık bazen ne kadar hızlı yaşadığımızdan, kafamızda milyonlarca düşünce geçerken. Bazen de düşüncelerimizden kaçmak için meşgul olurduk. Çünkü çok düşünmek, bir hastalıktı. Bu yüzden çok düşünmemeliydi insan, çünkü düşündükçe mutlaka bir yerde tıkalı kalacak ve ilerlemeyecekti. Ancak hayat devam ediyordu, takılıp kalmak ise bir müddet sonra ızdıraba dönüşüyordu. İnsanlar, ızdıraplarından kaçmak için yaşamaya devam ederdi bazen.

  Ekin için de aynen böyle geçiyordu bu hafta. Her an bu kararın gelmesini bekleyen ancak onlar için bile ani olan evlilik haberini ailelerine vermişlerdi ilk önce. İki aile zaten tanışıyordu ancak iş resmiyete bindiği için usulüne göre, küçük bir söz yapılmıştı. Yüzükler takılmış, aileler artık dünür olmanın mutluluğunu yaşıyordu. Bir yandan annelerin çeyiz hazırlığı, diğer yandan ise tutulan organizasyon şirketinin soruları ile boğuşmaktan çift ne doğru düzgün uyuyabilmiş, ne de birbirleri ile vakit geçirebilmişlerdi. Elbette adam akıllı oturup düşünecek zamanları bile olmamıştı. Belki bu süreçte genç kızın kafasını dağıttığı için iyi olsa da Melisa'nın her an çıkıp gelecekmiş hissi Ekin için hala devam ediyordu.

  Ara ara gözleri dalıyor, bir müddetçe oraya bakıyor ve Melisa'nın ansızın çıkıp gelmesini bekliyordu. Ancak ne Melisa geliyor, ne de bu histen kurtulabiliyordu genç kız. Tam da böyle bir anın içinde, gözleri bu sefer aynadaki yansımasında takılı kalmıştı. Boş bakışlarını fark eden Hakan şüphe ile arkadaşını süzmüş ve ona seslenmişti. 

  "Beğenmedin mi?"

  Ekin, sanki daldığı derin sulardan çekip çıkarılmış gibi kendine gelirken gözlerini birkaç kere kırpıştırdı ve aynadan arkasında kalan arkadaşına baktı anlamsızca. "Efendim?"

  "Diyorum ki üstündekini beğenmedin mi?"

  Ekin, Hakan'ın sorusu üzerine gerçekten alıcı gözle aynadan üzerinde bulunan gelinliğe baktı. Balık model olan gelinlik aslında tam anlamıyla onun tarzıydı. Ancak içinden bir ses artık bunun onun favori modeli olmadığını söylüyordu. Ekin istemsizce dudaklarını büzdü, aynada gördüğü görüntü gerçekten güzeldi ancak eksikti. Bir şeylerin eksikliğini hissediyordu.

  "Bilmiyorum. Aslında tam benim tarzım."

  "Ama?"

  "Ama..." Bir süre düşündü Ekin. Yine de hiçbir şey söyleyemedi çünkü kelimeler boğazında düğümlenmişti. Bildiği bütün kelimeler sanki boğazına diziliyor ve onu boğuyordu. Hakan, aynadan arkadaşının ela gözlerinin buğulanmaya başladığını görür görmez oturduğu yerden kalktı. Yavaş adımlarla kenarda duran gelinlikler üzerinde gözlerini gezdirdi. Melisa burada olsaydı ilgisini çekecek olan kırık beyaz gelinliği görür görmez gülümsedi hafifçe.

  "Ama..." Hakan, elbiseyi durduğu askılıktan nazikçe alıp arkasında kalan Ekin'e döndü. "Melisa burada olsaydı fiziğini öven birkaç cümle kurar ancak yüzünden emin olmadığını anlardı. Ve gelinlikler arasından sana en çok uyanı bulup sana uzatırdı."

  Ekin, Hakan'ın ne yapmaya çalıştığını anladığı an sulanmış gözlerine rağmen gülümsemesine engel olamadı. Kendine uzatılan gelinliğe göz gezdirdiği zaman, tam da Melisa'nın önereceği ve Ekin'in bayılarak giyeceği gelinlikte gözlerini gezdirdi. Ardından arkadaşı Hakan'ın kahve gözlerine baktı. 

YEDİ SANİYEWhere stories live. Discover now