Bölüm 9 "Kafada Bitirmek"

9.9K 2.3K 47
                                    

BÖLÜM 9 "Kafada Bitirmek"

"Hazır mısın?"

Üstümü son bir kere kontrol edip Ekin'i başımla onayladım. Aylardır kalmaya alıştığım odanın camına içten içe korkarak bir bakış atmıştım.

Dün gece Ekin ile saatlerce ağlamıştık ve birbirimize sarılı bir şekilde uyumuştuk. Daha doğrusu Ekin uyumuştu. Benim gözüme tek damla uyku girmemişti. Bütün gece gözüm odanın içerisinde dönüp durmuştu. Sabah artık bu hastaneden çıkabileceğime dair haberi öğrenmiştim.
Kurtuluyordum. Özgürlüğüme kavuşuyordum.

Yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmiştim ve pes etmeye niyetim yoktu. Gördüklerim sadece aptal birer halüsinasyondan başka bir şey değildi. Sırf bu yüzden bütün emeklerimi ve tedavimi bir kenara atamazdım. Hem okula dönmek bana iyi gelecekti.

"Hadi gidelim" diyip odadan çıkmak üzereyken kapı pat diye açıldı. İçeri arkadaşlarım teker teker girdi. Geleceklerine dair bir haberim yoktu ve onlarında benim çıkacağıma dair bir haberleri olmadığını sanıyordum. Ama düşününce, nasıl anında haberleri olabileceği üzerinde durmaya çokta gerek yoktu. Ekin en büyük etkendi.

"Gelmişsiniz."

"Gelmeyip de ne yapacaktık?" dedi Asya gülümserken.

Cenk'in haylaz bakışları üzerimde dolandı. "Bizim minik sosyoloğumuz, bizsiz mi kaçacaktı yoksa hastaneden?"

"Hastaneden kaçmak? Bilmem farkında mısın ama şuan taburcu oluyorum."

"Oo bizim ki iyileşmiş be! Baksana tırnaklarını çıkardı yine hemen."

Biz küçük küçük atışırken Alp çoktan havaya girmişti bile. "O hâlde Görevimiz; Hastaneden Kaçış başlamıştır."

Yüzümde beliren gülümsemeye engel olamadım. Gerçekten çılgın arkadaşlara sahiptim ve buna minnettardım. Ekin kadar olmasa bile diğerleri de zamanları oldukça ziyaretime gelip moralimi yüksek tutmuşlardı.

Asya, Istanbul'da oturduğu için çok sıklıkla gelememişti. Ekin yoruldukça gelip refakatçi olarak kalmıştı yine de. Bu bile benim için çok büyük bir şeydi. Her birinin üzerinde özlemle gezdirdim gözlerimi.

"Özlemişim sizi."

"Kafadan darbe almış olman sana iyi olmamış. Baksana duygusallaşmışsın sosyoloğum."

Asya, Cenk'in kafasına bir tane patlattı. "Saçma sapan konuşma."

Cenk kafasının arkasını ovuşturdu. Asya'nın eli bir erkek için bile ağır kalırdı. Acımış olmalıydı.

"Aman, tamam! Bende çok özledim, köpekler gibi özledim. Oldu mu?"

Ekin koridoru çınlatan bir kahkaha attı.

"Yoğun bakım kapısında bebekler gibi ağlayıp n'olur uyan, yoksa ben kiminle uğraşacağım diyenin de sen olduğunu söyler misin lütfen Cenkciğim?'

Cenk homurdanırken şaşkınca diğerlerine baktım. "Ciddi misiniz siz ya?"

"Ekin'e aşık olan gözlerim bir daha onu göremesin ki gerçek."

"Zevzek seni" dedi Cenk daha da homurdanırken. Cenk, arkadaş grubumuzun belki de en katı görünen kişisi olmasına rağmen aslında hepimiz onun gerçekte çok duygusal olduğunu biliyorduk. Bu yüzden onunla uğraşmak eğlenceli oluyordu.

Kıkırdadım.

"Bana veda etmeden gitmeyi düşünmüyordun umarım?"

Arkamı dönüp arkadaş grubumun yaptığı çemberin dışında kalan Can'a baktım gülümseyerek. "Bilemedim şimdi."

"Bak sen" dedi Can kaşlarını numaradan çatıp.

Gidip kısaca Can'a sarsıldım. "Unuttun sanırım, telefon numaran var bende. Bence bu görüşebilmemiz için yeterde artar."

"Görüşmek ayrı, veda etmek ayrı şeyler."

"Bu bir veda değil, sevgili dostum."

Can başını iki yana salladı. Bilgisayarından izlediğim diziden alıntı yapmış olduğumu fark etmişti.

"Canın sıkıldıkça ara."

"Sen şimdi böyle dersen arar arar rahatsız ederim artık."

"Dediğime pişman etme beni" dedi gözlerini devirirken.

"Ne zaman pişman ettim seni?"

Gözlerini kıstı ve dudaklarını birbirine bastırdı. Yanağındaki gamze çoktan kendini belli etmişti. "Bilgisayarımı getirdiğimde?"

Omuz silktim. Bilgisayarında bu yaz izlemeyi hedeflediğim dizilerden bazılarının bölümleri vardı. Bu fırsat kaçmazdı. "Ne yapmalıydım? Güzelim dizileri indirmişsin hep, bırakacak göz var mıydı bende o dizileri?"

"Sen iflah olmazsın..."

"İltifatın için teşekkür ederim."

"O halde kendine iyi bak." Can'a kocaman gülümserken omuzlarının ardında kalan koridorun sonunda gözüme bir siluet ilişti. Kısacık bir zaman içerisinde kaynar suların başımdan aşağı döküldüğünü hissettim. Kalbim atışları kulaklarımda yankılanırken düşünmeden edemedim:

Yine mi?

"Hadi gidelim" dedi Hakan geldiğimizden bu yana ilk kez konuşarak.

"Tamam" dedim fakat bakışlarımı hala siluetin üzerinden alamamıştım. Yüzünü göremiyordum, arkası bana dönüktü. Fakat ayaklarına kadar uzanan kirli beyaz elbisesini ve çıplak ayaklarını. Omuzlarında biten koyu saçlarını görebiliyordum rahatça.

Can kaşlarını çatıp baktığım yere baktı. Sadece bir saniye için onunda benim gördüğüm silueti görebildiğini düşündüm uzunca baktığı için."Nereye bakıyorsun?"

Gözlerimi siluetten çekip Can'a çevirdim. "Hiçbir şey. Sadece daldım."

"Pekala" dedikten sonra geriye doğru bir adım attı. "Öyleyse kendine iyi bak. Benim işimin başına dönmem gerekiyor. Hepiniz kendinize iyi bakın ve lütfen yolunuz buraya düştüğünde sağlıklı olun."

Can el sallayıp koridorda ilerlerken siluet hala oradaydı ve Can yanından geçip giderken fark etmedi bile. Başımı iki yana salladım. Can'dan yana son bir kere baktığım zaman siluet orada değildi.

Gerçekten gitmenin zamanı gelmişti. Derin bir nefes alıp kendimi hastaneden dışarı attım. Yüzüme vuran İstanbul'un havasını ciğerlerime çektim. Çıkış işlemleri uzun sürdüğü için akşam saatlerine denk gelmiştik neredeyse. Hava bu dönemlerde gerçekten çok farklı olduğundan dolayı, esen hava serindi. Ciğerlerimi gökyüzü ile doldurmuş gibi hissediyordum.

Saniyelik de olsa zihnimi boşaltmıştı. Fakat her şeye rağmen içimde hala bir korku vardı. Neden ard-arda bu silueti görüyordum ve görmeye devam edecek miydim? İlaçlarımı içmediğim için miydi?

Bir el aniden omuzlarıma değince korkuyla yerimden sıçradım. Bütün bedenim korkuyla titrerken dönüp arkama baktım.

Hakan?

"Sakin ol şampiyon. Sadece otoparka gidiyoruz diyecektim."

Çabucak onayladım. Hakan otoparka doğru giderken arkasından onu takip ediyordum. Kalbim öyle hızlı atıyordu ki korkudan patlayacakmış gibi hissediyordum. Yakın zamanda bir kalp krizi geçirirsem yüzde yüz nedeni korkudan olacaktı. Bu siluet yada siluetler gerçek değildi. Farkındaydım. Ama kendimi korkmaktan da geri alamıyordum. Ve buna tek çarem her şeyi kafada bitirmekti, gördüklerim gerçek değildi ve asla olmayacaktı.

YEDİ SANİYEWhere stories live. Discover now