22/ In Vivo *

126 12 43
                                    

*can içinde

Akşam olmak üzereydi. Baekhyun kanepede sırt üstü uzanmış boşluğa bakıyordu. Chanyeol bir telefon görüşmesi için tekrar mutfağa gitmişti ve kiminle konuştuğunu umursamıyordu. İçerinin ışığı gözlerini rahatsız ettiği için koluyla yüzünü kapatmıştı. Chanyeol özür dileyerek içeri geldiğinde kolunu çekip kanepeye, eski yerine tekrar oturan adamı süzdü. Koyu lacivert bir kumaş pantolon ve açık mavi renkli bir gömlek giymişti. Yemek yaparken katladığı kolları ön kolundaki bir dövmeyi kısmen açığa çıkarmıştı. Baekhyun'un daha önce gördüyse bile hatırlamadığı şeylerden bir tanesi daha...

Onun kendisini süzdüğünü fark eden Chanyeol bundan hiç rahatsız olmadı. Aksine onun bakışlarından hoşlanıyordu. Her ne kadar dağılmış gibi olsa da tıpkı onun dediği gibi her daim ütülü ve temiz kıyafetler giymeye özen gösterirdi. Ayakkabıları hep boyalı olurdu ve saçlarını hiç dağınık bırakmazdı. Ama Baekhyun'un gözünün takıldığı yere bakınca onun neden kendisini ayrıntılı bir şekilde süzdüğünü anladı. Kolunun arkasında küçük bir siyahlık, temiz gömleğini lekelemişti. Baekhyun, o kurum lekesinin nasıl oluştuğunu elbette bilmiyordu. Ama anlaşılan buraya gelmeden önce Chanyeol'ün işlerinin yolunda gitmediğini çakmıştı. Chanyeol eliyle, nafile bir çabayla çıkarmaya çalıştığı izle uğraşırken ''Bugün ofisim yanmış.'' dedi.

Baekhyun ona doğru yan uzanmış ellerini birleştirerek yastık ile yüzü arasına sıkıştırmış onun hareketlerini izliyordu. ''Büyük bir yangın mıymış?'' sesi yorgundu.
Chanyeol gömleğinin kolunu rahat bırakıp yenilgiyle bir kat daha katlayarak lekeyi kamufle etti.
''Aslına bakarsan hayır, tam olması gerektiği boyutta bir yangınmış.''
Baekhyun bundan ne anlaması gerektiğinden emin değildi.

''Ne demek istiyorsun?''

''Demek istediğim; odadaki her şey kullanılamayacak hale gelecek kadar büyük bir yangınmış ama öte yandan başka hiçbir yere sıçramayacak ve kolayca kontrol edebilecek kadar küçükmüş.''

Baekhyun olduğu yerde rahatsızca kıpırdandı.
''Birinin özellikle yaptığını mı düşünüyorsun?'' Chanyeol onun endişelendiğini görebiliyordu. Bu yüzden anlatıp anlatmamakta tereddüt yaşıyordu ama o aynı zamanda bu dava sürecinde en çok yardım aldığı kişiydi. Zekasına, sezgisine ve aklına güveni tamdı. Ayrıca tanıdığı günden beri Baekhyun hep belirli bir sınırını koruyordu. Ateşe balıklama atlamıyor, ölçüp biçiyor ve ona göre hareket ediyordu. Bunu kendisine de söylemişti. Tehlikeli işlerden gerçek bir serinkanlılıkla kaçıyor ve bunu yaparken duygularına teslim olmuyordu. Aslında tekrar düşünecek olursa, Baekhyun'un kendisi için endişelenmesini gerektirecek duyguları zaten yoktu. Bu yüzden Chanyeol eğer ona gerçek bir mermi ile tehdit edildiğini söylerse kapıdan bir ok gibi fırlayıp olay yerini incelemeye gidecek değildi. Böyle düşününce anlatmaktan çekinecek bir nedeni yoktu.

''Geçenlerde eski stajyerin aradı, görüşmek istiyormuş'' Baekhyun'un ilgisini çekmiş gibi görünüyordu çünkü doğrulup oturur pozisyona geçti ve kanepede bağdaş kurdu.

''Kardeşinin odasını karıştırmış ve kitaplıkta bir rafın üzerinde tek bir karot kartı duruyormuş. Bunu tuhaf bulmuş çünkü lüks bir yurtta kaldığı için odasında çok az eşyası varmış. Bu yüzden bu kartın bir şeyleri ifade edebileceğini düşünerek bize teslim etmek istemiş.''

''Tarot kartı ne?''

Chanyeol telefonunu çıkarıp kısa bir süre içerisinde kartları görmesi için Baekhyun'a kadar yaklaşıp telefonu eline verdi ve yanına oturdu. Baekhyun fotoğrafları tek tek inceliyordu. ''Ne kadar çok kart var. ''

''78 tane. Bunlarla kehanette bulunuyorlar. Çeşitli şekillerde yorumlanıyor ve anladığım kadarıyla bir kaç farklı tarot türü var'

''Peki ya sana verdiği kart hangisi?'' Chanyeol telefonda göstermek için avucunu uzattı. Baekhyun telefonu ona verdi ve çok kısa bir süre içinde Chanyeol kartı açmış bir şekilde telefonu geri verdi.''

İÇGÜDÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin