İÇGÜDÜ

19/ Ominous premonition*

*uğursuz özsezi

 Chanyeol kimi sorgulamak istese, ne zaman bütün bu kaos ile ilgili kaçırdığı bir halkayı yakalayacak olsa başa dönüyordu. Üzerinde muazzam bir yoğunluğun yorgunluğunu hem fiziksel hem zihinsel olarak taşıyordu. Jongdae ile çoğunlukla ofiste uyukluyor, gecelerini bile sokakta geçiriyorlardı. 

Chanyeol, söz konusu işi olduğunda, hele ki bunun bir adalet arayışının parçası olduğunu da eklersek, son derece disiplinli ve özveriliydi. Ve Jongdae onun bu konudaki en büyük şansıydı. Jongdae arayıp da bulmayacağınız türden bir dedektifti. Chanyeol'den daha tecrübeli olması çoğu zaman işi kolaylaştırıyordu ve eğer onun yerine daha azı olsaydı Chanyeol asla istediği performansı yakalayamazdı. Genç savcı, onunla birlikte çalışan bu muazzam dedektife rağmen bir çıkmazın içerisindeydi. 

Baekhyun'un anahtarını değiştiren stajyerin kardeşi Yoon shiyoon yine bir otel odasında tek bir kurşun ile öldürülmüştü. üstelik odada buldukları ayak izi, kayıt görevlisinin odayı tutan kişiyi tarif etmesi, cesedin üstünde varla yok arası buldukları uyuşturucu... Hepsi Baekhyun'un arabasına bombayı yerleştiren palyaçoyu tarifliyordu. Patlayan arabanın parçalarında benzin ve amonyum nitrat bileşikli patlayıcı kimyasal dokularının dışında buldukları Propilen glikol, manganez, alüminyum silikat, Mineral yağı bileşikli kırmızı pastel dokulu kırmızı izin makyaj malzemesine ait olduğunu biliyorlardı. 

D82335 kırmızısı, 7 numaralı kırmızı kalsiyum boyası. Bir palyaçonun yüzünü boyarken kullanacağı türden bir kırmızı...

Chanyeol bir arama kararı ile bu boyayı Minjoon'un babasına ait olan Hyundai yetkili servisinde bulduğunda piyangodan bulduğu bir şey daha vardı, dünyanın başka bir yerinde asla bulamayacakları türden bir şey... Uyuşturucu tacirlerinin hiç bilmedikleri muazzam hataları... Daha güçlü olsun diye insan vücudunda sentezlemek istedikleri diasetilmorfini verdikleri kurbanın  Creutzfeldt-Jakob hastası olduklarını bilmiyorlardı. Fakat toz uyuşturucuda buldukları proteinin tek anlamı buydu. 

Baekhyun her zamanki gibi günlerini otopsi yaparak, Down sendromlu kedisi Otto ile oyalanarak ve Chanyeol'ün aklını başından alarak geçiriyordu. Mesela Chanyeol'ün bütün itirazlarına rağmen son bir yılda aşırı doz uyuşturucu kullanımından ölen vakaları mezarlarından çıkarmak için yazılı izin almayı başarmıştı. Chanyeol aslında bunu başkasına yaptırmak istiyordu. Fakat çıkarılan cesetlerin tamamına yakının organlarının çıkarılmış olduğunu fark ettiklerinde bir başka uzmanın  yine ''organ mafyacılığı'' şeklinde rapor yazmasını göze alamazdı. Bu basit bir organ mafyası işi değildi. Çalınan organlar hep aynıydı; iki böbrek, mesane, karaciğer.

Sistemli bir şekilde, uyuşturucu alan kimseler daha madde dokularında ayrışmadan öldürülmüş ve organları çıkarılarak uyuşturucu geri elde edilmişti. bu cesetten ürettikleri uyuşturucu da Minjoon'un babasına ait iş yerindeki kişisel dolabındaki asılı duran gömlek analize alındığında yaka kısmında  zerrecikler halinde aynı insan DNAsı içeren uyuşturucuyu bulmuşlardı. 

Yani evet, Minjoon, aradığı palyaço ve yüksek ihtimalle Yoon ShiYoon'un katiliydi?

Fakat Kang MinJoon'un katili kimdi? Muhtemelen ShiYoon'un katiliyle aynı..

Ve aklı başında olan herkes Kyungsoo'nun bu denklemde yerinin olmadığını görebilirdi. Fakat bu ilişkiler bütününün kimseyi işaret etmiyor olması, işaret ettikleri kişilerin ölü olması ve Kyungsoo'nun beceriksizce bu bilinmezlerle dolu denklemin içine birileri tarafından sokulmuş olması işleri çıkmaza sokmuştu. Chanyeol kesinlikle böyle düşünüyordu.