12/ Transit Umbra*

120 15 21
                                    

"Bir defasında, ölüm çok kalabalıklaştığında,
Sen, benim içimde saklanmıştın."

-P. Celan, Ellerin Zamanlarla Dolu

*Gölge geçecek

~

Sehun ve Jongin kafa kafaya verip oturdukları yerde uyuklamaya başladığında saat epey ilerlemişti. Chanyeol, Luhan ve Xiumin'i evlerine bırakmak için çıktıktan sonra Jongdae acil bir telefonla bir olay yerini incelemek üzere söylene söylene, bir hışımla kendini dışarı attı. Bir saat sonra Chanyeol, istersek bizi de yurda bırakabileceğini söylediğinde ben kalmak istediğimi belirttim. Junmyeon ise ailesinin evine gitti. Sabah, muhtemelen muazzam bir baş ağrısıyla uyanacak olan Sehun ve Jongin'in sersem halleri ile ilgilenecek birine ihtiyacı vardı ve Sehun'un şu kendini bilmez halleri benim içimde onu koruma ve onun üzerine titreme dürtülerimi perçinliyordu. Tıpkı Jongin'e duyduğum sevgi gibi birini korumak, onun için sorumlu hissetmek de heybemde yeni keşfettiğim tatlı bir yüktü işte.

Jongin'i uyandırmak için eğilip alnına düşen saçlarını geriye atıp yanağını okşadım. ''Jongin uyanmalısın!'' Sesime hiç tepki vermedi. ''Jongin...Hadi uyan.'' hafifçe aralanan göz kapaklarıyla tam zafer kazandığımı düşünürken koluyla beni boynumdan yakaladığı gibi göğsüne yatırıp pelüş oyuncakmışım gibi sarıldı. Sehun omzuna yaslanarak kafasını boyun çukuruna gömmüşken Jongin sırtını kanepeye vermiş, deyim yerimdeyse kafama sarılıyordu. Bir bataklık gibi ben tutuşundan kurtulmak için kıpırdandıkça o anlamsız şeyler mırıldanarak boynumu daha çok sıkıyordu. Bu yüzden nefes alabildiğimi hissettiğim rastgele bir açıda bir süre bekledim. Ben çırpınmayı bıraktığım zaman Jongin'in tutuşu gevşedi ve ufak bir manevrayla ancak doğrulabildim. Jongin'in uykusu ağırdı, ama sarhoşken ki uykusu ise ölü ağırlığıydı. Şansımı Sehun'u uyandırmaktan yana kullanmak istedim ama al birini vur ötekine. Kesinlikle uyanmadığı gibi o da bir pelüş oyuncağa sarılır gibi koluma sarılmak istediğinde ani bir refleksle ondan kaçındım. Sabah uyandıkları zaman dev bedenlerinin gerçek bir kütük gibi sert ve tutuk olacağını düşündükçe onları uyandırmam gerektiğine inansam da; onları ayaklarından tutup sürüklesem bile uyanmayacaklarını biliyordum. Bu sebeple arka odaları karıştırıp ikisinin üzerini örtebilecek bir battaniye buldum. Birkaç yastık alıp birini Jongin'in kanepe ile arasındaki bel oyuntusuna, ötekini Sehun'un gövdesini destekleyecek biçimde arkasına sonuncusunu da dayandıkları kanepenin başına kendim için yerleştirdim. Tek kalın battaniyeyi ikisinin de omuzlarını örtecek şekilde yatay olarak yerleştirip kenarlarını yastık arkalarına sıkıştırıp battaniyeden bir hapis gibi örttüğümde kurdukları çadırda oyun oynarken uyuyakalmış iki küçük gibi görünmelerine gülmeden edemedim. Uzun camlardan dolunayın ve şehir ışıklarının üstlerinde parlamalarını fırsat bilerek bu hallerinin bir fotoğrafını çekip Luhan'a yolladığımdan emin oldum. Kanepeye çıkıp kafamı yastığa koyduğumda Jongin'in saçları neredeyse yüzümü okşuyordu. Yastığı es geçerek ona doğru eğilip bal gibi kokan saçlarını tutam tutam okşayıp başımı saçlarının arasına gömerek kapattım gözlerimi. Vicdandan daha yumuşak bir yastık icat edilmemiştir ve bazen sevgi dolu, rahat bir uykudan daha kıymetli çok az şey vardır.

**

Sınavlarla uykusuz geçen yoğun bir haftanın sonuna doğru Sehun ve Jongin'in de dahil olduğu artistik buz pateni takımının üniversiteler arası yarışmalarda yarı finale çıkmasından dolayı bir de heyecandan uyuyamama günleri başlamıştı. Ayrıca bugün son sınavımı verdikten sonra akşam yetişmek zorunda olduğum bir doğum günü partisi de vardı. Irene mutlaka orada olmam konusunda beni sıkı sıkı tembihlemiş; Minjoon'un da davetli olduğunu ve bizi diğer arkadaşlarıyla tanıştırmak için ne kadar heyecanlı olduğunu ifade eden tonlarca kalpli çıkartmalarla dolu mesajlar bırakmıştı. Aynı hafta Chanyeol, hapşırırsa burnunu kimin sildiğini bile öğrenmek istediği o adli tıp doktorundan doğum günü partisine davetli olduğuna dair mesaj almıştı. Bana kalırsa o mesajlar Chanyeol'le alay etmek isteyen biri tarafından zavallı çocuğun umutsuz çabalarını desteklemek için atılmış gibiydi daha çok ama o okuduğu an bunun o deli doktor tarafından gönderildiğine emin olduğunu söylemişti.

İÇGÜDÜWhere stories live. Discover now