5/ Fortis et Liber*

220 18 53
                                    

*Güçlü ve Özgür

🌬️

Rüzgar uzun sokaklar boyunca esti. Havada asılı duran sabah sisiyle mavileşmiş, bazıları her daim yeşil ağaçlarla dolu, bazıları kısa süre sonra otların ve yaban çiçeklerinin fışkıracağı yerlerde çıplak vadiler boyunca...
Kayaların ve karların üzerinde esen soğuk sabah rüzgarının pencereden sızarken çıkardığı hafif ıslık sesinden başka ses yoktu.

Toprak bekliyor gibiydi.
Bir şeyin patlamasını bekliyor gibi...

Chanyeol ve Luhan yokken oda iyice boş görünüyordu gözüne. Yurt odalarının büyük camlı penceresi bir ranza ve tekli yatağın arasında asla sönmek bilmeyen kaloriferlere tezat bir şekilde havanın sıcaklığını dengeliyor, bulutlardan şehre az düşen yeni gün ışığının kar üstündeki kırılmasıyla odaya düşmesine izin veriyordu. Bir pencere her zaman bir pencereden daha fazladır. Buna inanmıyorsanız henüz ışıkla tanışmamışsınızdır.

Kyungsoo buraya gelene kadar ranzanın üstü arada başka odalardan dedikoduya veya kart oyunlarına gelip odasına geri dönmeye üşenenler haricinde hiç kullanılmamıştı. Chanyeol ve Luhan yalnızken uzun boyu sayesinde Chanyeol tekli yatağı kaptığı için; üçüncüleri gelene kadar ranzanın alt yatağını Luhan kullanıyordu. O, Kyungsoo'nun 'ya yatak üstüme çökerse' anksiyetesi yüzünden üst kata taşınmış ve ranzanın alt katındaki Sehun'un onunla dalga geçmek için çizip yatağın tavanına yapıştırdığı kendi chibi karikatürlerini üst kattaki duvarına yapıştırmıştı.

Kendi boyutundaki çilekli sütü pipetle içerken chibi Luhan ve yanında onun tatlı haline sırıtan dev Sehun...

Futbol oynarken devin büyük adımları arasındaki topu hafifçecik bebek adımlarıyla kovalamaya çalışan çatık kaşlı somurtkan chibi Luhan...

Tombul ve boğum boğum bacakları üzerinde yılbaşı ağacındaki süslere uzanmaya çalışırken ağacın tepesindeki parlak tek yıldıza bile kolaylıkla uzanan dev Sehun'a mızmızlanan chibi Luhan ve dahası...

Sehun biliyordu ki ne kadar uyumlu olsalar da diğeri aralarındaki yaş farkını bir şeylerin önünde engel olarak görüyordu. Bu yüzden Sehun her çiziminde özellikle aralarındaki boy farkını göstermeye çalışarak üstünlük kurmaya çalışarak belki de Luhan'a kızgınca bir şeyleri göstermek istiyordu.

Ve Luhan her şeyini almıştı yanına odadan son kez çıkarken. Ama sahibi tarafından asılmış çizimler hâlâ duvarda, terkedilmiş gibi duruyordu.

Neden bilmiyordu ama bu bana biraz hüzünlü geliyordu. Çok önceden unuttuğum bir şarkı düştü aklıma :

"İnce uzun duvarlar, kaç hayat yaşadınız söyleyin; sesler, yüzler, sokaklar. Yankısı kalmadı seslerin odalarımızda..."

Hafif buğulu sesiyle boş odadaki zayıf yankısını dinledi. Kyungsoo sesinin güzel olduğunun farkındaydı fakat bunu başkalarıyla hiç paylaşma gereği duymamıştı.

"Devamını hatırlamıyorum."  dedi kendi kendine. İnce, siyah v yaka kazağını ve yine siyah eşofman altını giydi. Chanyeol ayrıldığından beri kendisi tekli yatağa taşınmıştı ve yakın zamanda ranzalara daha kalabalık odalardan transfer geleceğini tahmin etmek zor değildi. Belki bugün gelirler diyerek masasını toplamaya başladı. Ders kitaplarını ve notlarını ayıkladı. Tekrar tekrar okumayı sevdiği Indiana Jones çizgi romanlarını ve arkeolojik terminoloji el kitabını yatağının hemen yanındaki komodinin üstüne sıralı bir şekilde bıraktı. Odanın üç kişilik olmasına karşın yalnızca iki masa bulunduğu için ve bir masanın oldukça küçük olduğunu da göz önünde bulundurduğu için masada biraz daha yer açması gerektiğini bilecek kadar düşünceliydi. Her ne kadar kısa sürede Chanyeol ve Luhan'a alıştığı için yeni gelecek olanlara karşı şimdiden bir rahatsızlık hissetse de...

İÇGÜDÜWhere stories live. Discover now