1.1

3.2K 363 471
                                    

tw : cinsel gerilim, cinsel düşünceler ,d

tw2 : aşırı uzun bölüm

Chifuyu

Baş başa geçirdiğimiz günler bitmiş, bizi saraya götüren limuzine binmiştik. Kurallar koyduktan sonra, Keisuke sakinleşmiş ve de bağırıp çağırmayı kesmişti. Hatta, gerekmediği sürece benimle konuşmamış ama sıklıkla da beni incelemişti.

Yakışıklılığıma kapılıp üstüme atlasaydı keşke...

Akşam, nişan törenimiz yapılacaktı ve Keisuke omuz silkmek dışında hiçbir tepki vermemişti. Agresifliğinin yerini büyük bir umursamazlık almıştı resmen.

Ruhsuzluğu, moralimi bozsa da ne yapabilirdim ki? Boynuna atlayıp şirinlik taslarsam yumruğu geçirir, sonrasında da idam cezasına çarptırılırdı...

Yandan bir bakış attım. "Nasıl hissediyorsun?"

Omuz silkti. "Ne önemi var ki?"

Tanrım, son nefesini vermek üzereymiş gibi davranıyordu...

Bana katlanamayan birine kendimi nasıl sevdirebilirdim ki? Sürenin dolmasını, ardından da benden kurtulmayı diliyordu sadece.

Gözlerimdeki yanmayı yatıştırmaya çalışırcasına derin nefesler aldım. "Benim için önemli. Konuşmak istemiyorsan sorun yok elbette."

Kulağıma eğildi. "Canlı canlı gömülüyormuş gibi hissediyorum, tamam mı? Sadece on yedi yaşındayım ve senin gibi biriyle nişanlanmak üzereyim." Benden uzaklaştı. "Başka nasıl hissedebilirim ki?"

Birkaç sene öncesinde atlattığım depresyonumdan kalanlar, ruhumu daralttı. Şimdiye dek hiç kimse, bana böylesine boktan davranmamıştı. Hayatım boyunca sevilmiş, bu sevgiye layık olabilmek için de çokça çabalamıştım. Şimdiye dek tek bir insana bile kötülüğüm dokunmamıştı hatta.

Tüm acımı içime gömüp ezberlediğim gülüşümü yaydım suratıma. "Anlıyorum."

Aslında, anlayamıyordum. Neden benden böylesine tiksindiğini çözemiyor, kendimi aklamayı beceremiyordum. Odama kavuşunca kedilerime sarılıp sızana dek içmek dışında hiçbir arzum yoktu şu anda.

Saraya yaklaşırken yeniden kulağıma eğildi. "Bi' sikimden anladığın yok. Keşke bu rezilliği durdurmaya çalışsaydın. Bana aşık falansan sana acıyorum çünkü en ufak bir şansın bile yok."

Biraz da senin dilinden konuşayım... Tanrım, affet beni lütfen...

Gülüşümü koruyup ben de onun kulağına eğildim tam da araç durmak üzereyken. "Senin gibi küstah bir puşta aşık olacak kadar zavallı değilim. İyi davranıp her sikimi alttan alıyorum diye fazla şımarmışsın belli ki."

Şaşkınlıkla irice açılan gözlerine bakıp kıkırdadım. "Elimi tutman gerektiğini unutmamalısın."

Arabadan inerken içimdeki boğulma hissi azalmış, yeniden nefes alabilmeye başlamıştım. Basın, henüz kabul edilmemişti ama meraklı gözlere karşın tetikteydim.

Hâlâ mal gibi bakan müstakbel nişanlımın elini tuttum, Takemichi ve Wakasa yaklaşırken. Aramızdaki sorunlar, gizli kalmalıydı.

Wakasa, Keisuke'yi sert bakışlarla süzdü. "Şu ahmaklık dolu ifadeyi tamamen silene dek mimik egzersizleri yapman gerekecek. Senju bu konuyu halledecektir."

Keisuke, ona pis bir bakış atsa da mendille tokatlanınca önüne bakmaya döndü ve somurttu.

Saraya ilerlerken Takemichi'e çevirdim bakışlarımı. "Kedilerim nasıl?"

kıçımın prensi || tokyo revengers  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin