3.1

2.4K 289 296
                                    

Chifuyu

Sınavlardan ve ödevlerden kurtulmuş, yorgunluğumu atmak adına kedilerimi şımartıyordum. Üçüne de ayrı tapıyor, her fırsatta yanlarına uğruyordum. Tanrım, kedilerim fazla minnoştu!

Kraliyete dair her parçaya, arkadaşlarım dahil, karşı güvensizleşmiş ve sadece Keisuke'ye içimi dökebilir hâle gelmiştim. Kimin aslında kraliçeye çalıştığını çözemezdim sonuçta ve dikkatli olmak en temiziydi.

Bazenleri yalnızca kaçmak ve bir daha asla sarayı görmemeyi umsam da, Keisuke kafayı intikam almakla bozmuştu. Her fırsatta annesinin ağzını arıyor, kraliçeyi büyük bir dikkatle inceliyordu.

Neden basitçe sarayı yakmıyoruz ki? Ne gerek var siktiğimin entrikasına?

Keisuke, yanıma çöküp Poe'yu kucağına çekince düşüncelerimden sıyrıldım ve omzuna yasladım başımı. "Tatile hazır mısın?"

Saçımı öptü. "Saraydan uzaklaşmak hiç hoşuma gitmiyor. Lanet kraliçenin yakınlarında kalıp açığını kollamalıyız."

Homurdanıp belini çimdikledim. "Benimle baş başa bir ay geçirme fikri bile mi ilgini çekmiyor artık?"

Kıkırdayıp alnını başıma yasladı. "Bebeğim, düğünümüz yaklaşıyor. Asıl, balayını beklediğimi biliyorsun."

Aynen, sekiz ay amma da yakın!

Suratımı asıp biraz uzaklaştım ondan. "Beni istemiyorsun aslında, değil mi?" İçimi çektim. "Tipin değilimdir belki de."

Kehribar gözleri irice açıldı. "Tanrım, ne saçmalıyorsun sen?" Uzanıp minik bir öpücük kondurdu dudaklarıma. "Senden önce hiç kimseden hoşlanmadığımı biliyorsun. Fuyuseksüelim ben."

Alt dudağımı sarkıtıp omuz silktim. "Öyleyse, sorun ne? Sanırsın, siktiğimin omegaverse serilerinden birinde yaşıyoruz."

Kıkırdayıp yastığına bıraktı Poe'yu ve arkadan sarıldı. Buram buram vanilya kokuyordu. "Acele etmek istemiyorum, hepsi bu."

Kırgın bir bakış atıp noodle'ı halıya bıraktım ve Keisuke'nin kollarından kurtulup ayağa kalktım. "Sekiz ay boyunca beklemek istemiyorum, Keisuke."

Bıkkın bir ifade takındı. "On yedi yaşına kadar bekleyen, biraz daha dayanabilir."

Dişlerimi sıkıp zemini tekmeledim. "Tek derdin, kraliyetin amına koymak. Benimle evlenmeyi bile sadece bu yüzden istiyorsun, değil mi?"

Ayağa fırlarken bakışları kararmıştı. "Sikik sikik konuşma, Chifuyu. Seni sevdiğimi biliyorsun."

Kollarımı çaprazlayıp kaşlarımı çattım. "Öyleyse, kaçalım bu cehennemden. Sarayı yakar, tüm bu saçmalıktan sonsuza kadar kurtulmuş oluruz."

Bakışlarını kaçırdı. "Yapamam, Chifuyu. Kolaya kaçamam. O kaltağı kendi oyununda devirmeliyim."

Aşık olduğum Keisuke, böyle biri değildi. Entrika ve ucuz oyunlara girmez, her daim içinden geldiği gibi davranırdı. Dürüst, hırçın ve de samimiydi.

Tanrım, suratı dondurmayla kaplı çocuğu gerçekten de çok özlüyordum...

"Ülkenin ilk kralları olacağız," derken ışıldamıştı resmen. "Kahrolası cadıyı ve ortaklarını da idam ettireceğiz."

Başımı sallamakla yetindim ve dinlenmem gerektiğine dair bi' şeyler geveleyip yatak odamıza sıvıştım. Gözlerim dolmuş, göğüs kafesim sıkışmıştı. Keisuke'nin hırsı berbat ve de bezdiriciydi.

Kıyafet dolabımdaki kilitli kasayı açtım ve alt dudağımı kemirdim. Sahte bir kimlik, pasaport ve de bolca nakit vardı. Keisuke'yle kaçmam gerekirse diye, haftalar öncesinde Takemichi'ye hazırlatmıştım.

Keisuke... neden?

Gemi, beş ağustosta Güney Kore'ye açılacaktı ve gerekirse yalnız binecektim gemiye. Evet, bunu kesinlikle yapacaktım!

aşırı yorgunum, bu yüzden de bölüm kısa oldu,,,
zaten, şu birkaç haftayı bu kurguya ağırlık vererek geçirip final yapmayı umuyorum falan

ve, benden omegaverse falan beklemeyin asla. panomda da yazıyor zaten. okumaya bile katlanamıyorum-













kıçımın prensi || tokyo revengers  Where stories live. Discover now